Klasik Hornets Formasının Sözlü Tarihi

Şunu açıkça söyleyelim: NBA tarihinde hiçbir forma, 1988 yılında lige katılan Charlotte Hornets'ın o forması kadar çığır açıcı, o forma kadar örneğine rastlanmamış bir konumda olmamıştı. Ünlü tasarımcısından şaşırtıcı renk seçimine, üstündeki çizgilerden şortundaki pililerine, bu oyun hiç böyle bir forma görmemişti. Açıkçası, profesyonel sporlarda böyle bir şey görülmemişti.
Aradan geçen 30 yılın ardından, Hornets'ın orijinal forması hâlâ ikonik -- hem giyildiği dönemi hatırlatan bir görüntü, hem de takip eden yıllar boyunca profesyonel liglere dahil olup da turkuaz ve mor rengi kullanan her takım için ilham kaynağı. Ve hâlâ bir şekilde zamana direniyor.



KÖKLER

Alexander Julian (Erkek giyim tasarımcısı): Hornets sahibi George Shinn ve ben, gittiğimiz bankada aynı kişiyle çalışıyorduk. Bir gün beni aradı ve "Charlotte'da kurulacak yeni NBA takımının sahibiyle konuşacak kadar uysal olur musun?" diye sordu. Ben de "Tabii" dedim. Eğer benim gibi Chapel Hill'de doğup büyüdüyseniz ve basketbolu sevmiyorsanız, Durham'ın girişine bırakırlar sizi.

Tom Ward (Hornets Pazarlama müdür yardımcısı): Unutmayın, o dönemde Charlotte'ta profesyonel spor kulübü yoktu. Herkes orada NBA'in tutmayacağını düşünüyordu: "Burası Tar Heel memleketi, sadece kolej basketbolunu ciddiye alırlar."

Kelly Tripucka (Hornets forveti, 1988-91): İnsanlar tereddüt içindeydi. Orası daha çok koleje yönelik bir yerdi.

Julian: George bana "Alex, formaları tasarlamak ister misin?" diye sordu. "Elbette" dedim. "Buna gücüm yeter mi?" diyince, "Benim için onurdur, sizin için karşılık beklemeden yapacağım; ama bunu satarsanız, her zamanki yüzde 5 payımı alırım" karşılığını verdim. NBA sisteminin ne kadar karmaşık olduğunu bilmiyordum. Bunu yapamayacağını söyledi. Anlaşmayı yalan etmek istemiyordum, o yüzden "George, sana bu tasarımın haklarını her ay bir Carolina BBQ karşılığında versem?" diye sordum. Katkımı, olaya bağlılığımı gösterecek şekilde kabul etmenin bir yoluydu bu. Forma, ülkedeki her gazete tarafından kapağa taşındı. Favorim ise Washington Post'unkiydi: "Basketbol Modası: Julian profesyonel formalar tasarladı ve karşılığını domuz yiyerek aldı." George zengin oldu, ben götü büyüttüm.

RENKLER

Tripucka: Alexander Julian'ın işin içine girmesiyle ilgili tantanayı duymuştuk. Nasıl bir şeye benzeyeceğini bilmiyorduk. Bizim gözümüzle bakınca, belki dalga geçilecek bir şey olur diyorduk, ama olumsuz bir şekilde değil -- bu konuda uzman değildik tabii. O dönem ligde bu işler böyle yapılmazdı.

JR Reid (Hornets forveti, 1989-92): Carolinalı biri olarak, Chapel Hill'le olan bağları ve uluslararası bir tasarımcı olması, olayı güzelleştiriyordu.



Spencer Stolden (Hornets takım başkanı): O noktaya kadar her şey Celtics yeşili, Knicks mavisi falandı -- hep sert renkler. Alexander Julian bizi yumuşak renklerle lige sundu.

Bob Scheer (Hornets GM'i Carl Scheer'in oğlu): Babamın bunu benimseyeceğini biliyordum -- kendisi ilk Slam Dunk'ı ve ABA All-Star maçını yapan kişiydi, yani yeniliklere açık biriydi.

Julian: Takım, mimarın salon için seçtiği renkleri kullanacaktı: Carolina mavisi, beyaz ve turkuaz. Ben "Sorun değil -- turkuaz ve mor, benim imza renklerim" dedim. Sorun, mimar ve George'un turkuaz dediği renge benim 'ördek yeşili' dememdeydi. Görüşmeye gittiğimde ilk söylediğim şey şu oldu: "Bunu kullanamam -- bu benim imza rengim değil. Bunu benden istemenizin bir sebebi vardı. Formaların beni başarılı kılan şeyleri yansıtması gerektiğini düşünüyorum." Turkuaz ve mor bunlardan ikisiydi.

Tripucka: Turkuaz ve mor --  onları gerçekten sevdim. Harika renklerdi.

Stolpen: Bu renklerin o dönem için çok farklı olduğunu anlamanız gerek. Alex bana turkuazın bir sıfat değil, isim olduğunu öğretti; ondan önce olay "turkuaz mavi mi, turkuaz yeşil mi?" gibiydi. O da "Hayır, turkuaz" dedi. Bir isim olduğu konusunda şaka yapıyordu, ama biz onu bir isim haline getirdik.

Julian: Oğullarımdan biri, okuldaki arkadaşlarına o rengi benim bulduğumu söylemiş. Her kullanıldığında telif ücreti aldığımı düşünüyorlarmış.



TASARIM

Julian: Her şeyin, markamı popülerleştiren ufak ayrıntıları ve tasarım estetiğini temsil etmesini istedim. Ve inanması zor, biliyorum ama, ben ilk dikine çizgili polo tişörtleri tasarlayan kişiyim. Formada dikey çizgileri kullanmamın sebebi buydu, ve çizgiler sonradan üstüne basılmamıştı, kumaşın kendisi öyleydi. Şortlarda çizgi olmasını istemedim, çünkü sportif havanın kaybolmamasını istiyordum; böylece onları yalnızca formada kullandım. Yaka ve kollardaki şeritlerin çok renkli olmasının sebebi, tasarladığım kazak ve örgü ürünlerde hep kullandığım bir dokunuş olmasıydı. Bunlar ilk --ve belki de son-- pilili basketbol şortlarıydı.

Stolpen: İnce çizgili orijinal forma toplam altı renkliydi ve bu NBA'i delirtmişti -- bunlar forma yapmayı bilmiyordu. Ve şortlar pililiydi. Bunun örneği yoktu. Ama ısrar ettik, ve Lig yönetimi de anlaşmalı markaların bunu üretmesini sağladı.

Ward: Şükürler olsun ki benim gibi bu işi bozacak adamları dahil etmediler. Forma tanıtıldığında, NBA'deki kimse böyle bir şey görmemişti: Pilili şortlar, çizgiler, kullanılan renk. Bu formalarla beklenmedik bir işe imza atmıştık, ve sonrasında da birçok takım buna özendi.



Julian: Bunu havalı bir spor giysi gibi tasarlamıştım. Psikolojik olarak, iyi görünmeninizi sağlayan bir şey giydiğinizde, iyi performans gösterirsiniz.

Tripucka: Yani, bu bir basketbol formasıydı -- ne kadar farklı olabilirdi ki?

TANITIM

Scheer: O sezon, formaların da kritik bir öneme sahip olduğu, hummalı bir yapılanma çalışması vardı. Kelly Tripucka'nın da formalar için modellik yaptığı basın toplantısında hazır bulunmuştum. Her anons ayrı bir olaydı --koç, oyuncular vs.-- ama formanınki bambaşkaydı.

Tripucka: Beni New York'a davet ettiler, ben de süpermodeller gibi podyumda salındım [gülüyor]. Hiçbir fikrim yoktu. Eşimle beraber gitmiştik, ve formaları ilk kez görüyordum. Çok farklılardı, buna şüphe yok.

Ward: Kelly Tripucka'nın ilk formalar için modellik yapmasını, sahneye çıkışını ve yırtık pantolonunu çıkarmasını çok net hatırlıyorum. İlk kez gördüğümüzde, formalar için "Vay be, hakikaten farklılarmış" demiştik.

Julian: Nasıl durduğu mühimdi. Eğer Kelly ve benim basın toplantısındaki fotoğrafımı gördüyseniz, onun büyük bir versiyonunu Chapel Hill'deki aile mağazamıza asmıştım. Çocuklar gelip şortları görüyor ve "Aman tanrım, şu şortların kısalığına bak" diyorlardı. Onlara gerçeği söylüyordum: Bunlar aslında çok uzun ve boldu. Öyle ki, ilk maçtan önce Kelly ve bütün takım içeri girip daha uygun şortlar giymişti.



Tripucka: Pilileri vardı, yani... -- basketbol formasında pili olur mu? Onları ortadan kaldırmamız gerekiyordu. Hem uyuyorlardı, hem de dışarı fırlar gibi görünüyorlardı. Çok salakça bir görünüşleri vardı ve çok çok uzunlardı.

Muggsy Bogues (Hornets guardı, 1988-97): Farklı bir formaydı. Pilileri olan bir şort, çizgileri olan bir forma. Nasıl karşılanacağını bilmiyorduk, ama farklıydı.

Stolpen: Kumaş biraz ağırcaydı, formalarımız aslında kolsuz gömlekler gibiydi. Eğer oyuncular kötü bir gün geçirirse, birileri suçu formaya atabilirdi.

Tripucka: Her şeyden önce bu formalar ağırdı ve terletiyordu. Ve terledikçe de daha ağırlaşıyordu -- nefes alamıyordunuz. Hafif de sarkıyordu. Terle ağırlaşıyor, şekli bozuluyordu. Tüm bunlara rağmen çirkin değildi. Renk bütünü harikaydı.

Julian: Oyuncular tek yürekti. Muggsy Bogues inanılmazdı. Kelly çok iyiydi -- çalışması çok kolay, müthiş bir adam. Sanırım Dell Curry, bunun bir basketbol forması değil de, şık bir günlük kıyafet gibi olduğunu söylemişti. Havalı hissettiriyordu -- şık bir elbise giyinmiş gibi hissediyordunuz. Fikir buydu.

PAZARLAMA

Stolpen: Lige katıldığımızda, sahada ortaya koyduklarımızdan çok pazarlama kısmının daha önemli olacağının farkındaydık.

Tripucka: Yeni bir kulüptük. Yaptığımız her şeyle --hediyeler, promosyonlar-- renkleri, logoyu ve markayı oturtmak istiyorduk. Görülmemiş işler yapıyorduk.

Julian: Logo için en iyi tasarımcımla çalışmıştım, logoyu şortta bir nevi kemer tokası gibi kullandık. George'un bana "Ciddi bir böcek istiyorum" dediğini hatırlıyorum. Orijinal şorttaki arı gerçekten ciddiydi.

Stolpen: Alex, Jim Henson'ın bizim için maskotu tasarlayan kızı Cheryl'i tanıyordu. Birlikte cana yakın bir konsept oluşturduk. Çocukların hoşuna gidecek renkler, onların seveceği bir maskot. Kız çocuklarının da oğlan çocukları kadar bunu seveceğini, kadınların da erkekler kadar seveceğini görecektik.

ARI

Stolpen: Her şey 23 Aralık'ta, ulusal kanalda yayımlanan Bulls ve Michael Jordan'a karşı oynadığımız karşılaşmada bir araya gelmişti. Kurt Rambis'in dokunduğu top girmeyince maçı kazanmıştık. Herkes maçı izlemişti. O zamana kadar insanlar Hornets'ı tanımıyordu. Renklerimize ve heyecanımıza şahit olmuşlardı.



Ward: İlk sezonumuzu 20-62 ile bitirsek de, bütün maçlar kapalı gişeydi. Tam anlamıyla Carolina eyaletinin takımı olmuştuk. İmkansıza yakın bir şeyi başarmıştık. İnsanlar her maç günü salona akın ediyor ve ürünler yok satıyordu. Bizi baş tacı etmişlerdi.

Stolpen: Yılın sonunda, sürpriz bir şekilde en çok ürün satan kulüp olmuştuk.

Julian: Ligde en çok satan forma olacağını hiç ummazdım. George'un Çin'e yaptığı ilk geziden dönüşünü hatırlıyorum, şunları anlatmıştı: "Bir çocuğun başında Hornets şapkası vardı.'Takımı seviyor musun?' diye sordurdum, 'Hayır, renkleri seviyorum' dedi."

Stolpen: Knicks'le deplasmanda oynadığımız maçta Spike Lee'nin Hornets şapkası taktığını gördük. Hornets'ı tuttuğundan değil, bu bir stil göstergesiydi artık.

Bogues: Şu kadarını söyleyeyim, öyle revaçta bir ürün olmuştu ki, sadece Charlotte şehrinde yankı bulmadı, dünya çapında meşhur oldu. Japonya veya Çin'de Charkotte Hornets ceketiyle yürüyen birilerini görebilirsiniz. Olayın ne kadar büyüdüğünü böylece anlayabilirsiniz.

MİRAS

Ward: Birçok şeyin kombinasyonuydu. Renkler kendine has ve modaya uygundu. Ardından biz de popüler oyuncuları getirmeye başladık: Muggsy Bogues, Larry Johnson ve Alonzo Mourning.

Mike Spitz (New York'taki Mr. Throwback isimli mağazanın sahibi): Benim için 80'lerin sonu ve 90'lardaki ikonik formalar şu takımlarındır: Hornets, Raptors ve Grizzlies. Hornets'ta renkler ve o çizgiler çok güzeldi. Bir basketbolsever olarak, Büyükanne'yi, Muggsy'yi Alonzo Mourning ve Anthony Mason'ı bu formayla hatırlarsınız. Birçok açıdan, bu oyuncuları hatırladığınızda formayı da hatırlarsınız. Bir koleksiyoncu olarak bunlar arasında bağlantı kuruyorum ister istemez.



Reid: Formalar harikuladeydi. Ülkeyi kasıp kavuran bu formayı giyen Hornets'ın bir parçası olmak, büyük bir şerefti.

Julian: Klasik alıntım şudur: "Taklit, en içten hayranlık şeklidir." Benim işimde, eğer kopyalanmazsanız, iyi değilsinizdir. Ama ben bu formanın zamanın sınavından geçmesi dolayısıyla çok gururluyum. Ve bu konuda en büyük kazancım şu oldu: Çocukluk kahramanlarımdan biri olan Dean Smith, bu formadaki başarımdan dolayı beni North Carolina formaları için aradı. Şimdi baklava desenlerim North Carolina Üniversitesi'nin her takımının formasında.

Bogues: Alexander Julian bu formaları tasarlayarak muazzam bir iş çıkardı. Buna yaklaşan hiçbir şey olmadı. Kendinizi böyle belli edersiniz işte -- kendine has olmak, farklı olmak. Ve o dönemde biz tam da öyleydik. Julian da öyle bir forma yaptı ki, 30 senedir konuşuyoruz.

Ward: Diğer birçok takımdan bizi ayıran şey, baştan beri bu formaları giymemizdi. Bu bir gelişim değildi. Formanın gücünü korumasını sağlayan şey buydu. Her zaman Hornets tarihinin bir parçası oldular.

Tripucka: Şimdi bir nevi ikonik bir forma. Birkaç sene önce 'Hornets' isminin geri geleceğini söylediklerinde Michael'a "Yapacağınız en zekice şey bu olur" demiştim. Açıklamanın yapılacağı gün şehirdeydim ve yüzlerce insan, eski Hornets ekipmanlarıyla salonun dışındalardı. İnsanlar bununla büyüdü. Ve bunu geri istiyorlardı.

Julian: Hiç şampiyon olamadık. Ama deli gibi forma sattık.

(Orijinali için şuradan.)

Yorumlar