Sözlü Tarih: Seattle Supersonics'in Vedası


Bir ihtimal, 13 Nisan 2008'de, Seattle SuperSonics'in sezondaki son iç saha maçında tamamen dolu vaziyetteki tribünler, bunun şehirdeki son NBA maçı olduğunu sezmişti.

Belki bu yüzden 20-62'lik bir dereceyle biten sezonun Dallas'la oynanan manasız son maçında, yıllar sonra hâlâ kulaklarda çınlayacak şekilde, taraftarlar "Sonics'imizi kurtarın!" diye bağırıyordu.

Sahada, 19 yaşındaki, geleceğin MVP'si aşırı cılız Kevin Durant, tribünden gelen sesler arttıkça alkışlamaya devam ediyordu.

"Tarif etmek çok zor" diyor Durant. "O anda salonda var olan enerjiyi ve sevgiyi kelimelere dökemem. Mekandaki destek inanılmazdı."

Son iç saha maçından günler sonra NBA, kulüp sahibi Clay Bennett'ın Oklahoma City'ye taşınma talebini kabul ettiğini açıkladı. O zamandan beri, KeyArena herhangi bir NBA maçına evsahipliği etmedi.

Ama bu, 10 yıl sonra değişti.

Sonics'in tarihe karışmasından 10 yıl sonra Durant, son iki yılın NBA şampiyonu Golden State Warriors ile, Sacramento Kings'le yapacakları bir hazırlık maçı için KeyArena'ya döndü. Tabii ki kapalı gişe olundu.

Bu, 56 yıllık ikonik salon için, 700 milyonluk yenilemeden önceki son bir gösteri vaktiydi.

Belki de KeyArena'nın son organizasyonunda Durant'in yer alması manalı, çünkü onun aslında Seattle'ın yeni yıldızı olması gerekiyordu.

(Çevirenin notu: Buralarda güncel hadiseler var, gereksiz durduğundan kestim.)


SON SEZONUN GELİŞİ

Geçmişe bakıldığında, Sonics'in son sezonunda orada olanların birçoğu, üzücü ve kaçınılmaz sona dair çok sayıda olay seçebilir: Sevilen bir kulübün Emerald City'den ayrılması.

Zorlu bir 2007 yazı boyunca, neredeyse her gün biri işe alındı, kovuldu veya takas edildi. 

Bennett'ın başında olduğu takım sahipleri grubunun başkan yardımcısı olan Sonics efsanesi Lenny Wilkens, 27 Nisan tarihinde Basketbol Operasyonları Başkanı olarak atandı. İstifa etmeden önce 40 gün bu görevde kaldı. Bob Hill koçluktan ayrılırken yerine P.J. Carlesimo; genel menajerlik için de Rick Sund yerine Sam Presti getirilmişti. 

Lenny Wilkens (eski Sonics Basketbol Operasyonları Başkanı, Sonics efsanesi): Draft çekilişinden döndüğümde benim için açık olan şey, Clay Bennett'ın bu modelin artık işlemediği ve Seattle'ın kendisi için bir salon inşa etmeyeceği üstüne konuşup durmasıydı. Yani takımı taşıyacağı aşikardı. Bu hoşuma gitmiyordu ve görebiliyordum, çünkü görüşlerime hiç değer vermedikleri hususunda hoşnut değildim. Bu işin bir parçası olmayacaktım: Benim için en doğrusu, istifa etmekti.

Yeni yönetim 31 yaşındaki, kariyerinin en skorer sezonunu geçirmiş olan All-Star Ray Allen'ı takas etti. İki hafta sonra, dokuz yıldır kulüpte olan Rashard Lewis de Orlando'ya takas edildi.

Lorin 'Big Lo' Sandretzky (Sonics kombine sahibi): Ray ve Rashard'ı kaybetme hissini sindirmek zordu. Bu iki adam, sahadaki rekabetçilikleri kadar saha dışında komik kişilerdi. İşler değişiyordu.

Kevin Calabro (Sonics radyo spikeri): Geçmişin yıldızları, Ray ve Rashard ayrılmıştı. Olan-biten çok barizdi. Gelecek için yeniden yapılanmaya çalışıyorlardı ve bunu temelden yapıyorlardı.


BİR YILDIZ GELİYOR: KEVIN DURANT

Kevin Durant, Sonics'in son sezonundaki birkaç güzel şeyden biriydi.

Sonics, 2007 NBA Draftında 19 yaşındaki oyuncuyu 2. sıradan, Jeff Green'i de 5. sıradan seçmişti. 

Bir yılını Teksas'ta geçiren Washington D.C.'li Durant, 2007 yazında annesi Wanda Pratt ve iki kuzeni ile birlikte Seattle'a gelmişti. Memleketindeki Mercer Island'dan 2.8 milyona bir ev aldı. Şehirdeki yeni çocuk, Sonics'in taraftar kitlesine ve şehrin basketbol kültürüne çabucak uyum sağladı.

Kevin Durant: Büyük bir şehre göre Seattle sakin bir yerdi. Daha hızlı bir yer olacağını düşünmüştüm. Ama oraya gittiğimde rahat bir şehir olduğunu gördüm. Orada yaşayan arkadaşlarım vardı. Spencer Hawes, lisedeki en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Birlikte çok vakit geçirdik. Ailesi de oradaydı. Onunla birlikteyken ailemden biriyle gibi hissederdim. Doğal, gerçek ve mükemmel.

Spencer Hawes (Washington Üniversitesi çıkışlı, 2007 draftında Sacramento Kings tarafından 10. sıradan seçilen Seattle'lı oyuncu): AAU'da birbirimize rakip olarak başlamıştık diyebilirim; 2-3 yaz boyu, her haftasonu aynı kampta olurduk. İkinci yılımızda Fransa'daki turnuva için çağırılacak kadar şanslıydık... Çok azımız hedefi vurabilmişti... Burada arkadaş olmuştuk ve sonra da devam etti. Ardından işte AAU döngüsü, Nike kampları, All-Star maçları. Beraber geçirilen bir yıllık üniversite dönemi, draft süreci ve bunlara yol açan her şeyden sonra, o zamanki menajeri Aaron Goodwin, Seattle'daydı; yani draft öncesi dönemin tümünde Kevin buradaydı ve kimseyi tanımıyordu. Beraber takılıyor ve çalışıyorduk; ona şehri gezdirip, bazı arkadaşlarımla tanıştırıp kendisini biraz daha iyi hissetmesini sağlamaya çalışıyordum.

Durant: NBA'de karşı karşıya geldiğim Seattle'lı oyuncuların çoğu sağlam oyunculardı... Jamal Crawford, Will Conroy; Washington Üniversitesi'nden gelen elemanların hepsi. Nate Robinson. Ben de onlardan biriymiş gibi hissediyordum. Her gün onlarla oynamak ve o insanlarla bir arada olmak. Benim için Sonics'te oynamaktan daha öte bir şeydi. Orada da küçük bir ailem vardı.

Will Conroy (Washington Huskies asistan koçu): O zamanlar, Kevin şehre geldiğinde NBA'e yeni girmiştim. Onun boyunda bir adam şehre geldiğinde çoğunlukla ondan uzaklaşırlar ve nasıl karşılayacaklarını bilemezler. Ama Kevin gelir gelmez grubumuza almıştık. Eğer maç yapıyorsak, aramızda bulunduğundan emin olurduk.

Durant, 20.8 sayı, 4.4 ribaund ve 2.4 asist ortalamalarıyla kolayca Yılın Çaylağı ödülüne ulaştı. Seattle onda özel bir yer edinmeye başlamıştı. 

Durant: Köprüden geçmek her zaman güzeldi. Çok yağmur yağardı, ama suyu görebilirdin; ilkbaharda dağları da görebilirdiniz. Herkes merkezde yaşıyordu. İnsanlardan uzakta yaşayan bir tek ben vardım muhtemelen. Güzel bir evim vardı. O ev hâlâ duruyor.


KARA BULUTLAR TOPLANIYOR

Durant, maalesef Seattle'da çok kalamadı. Çaylak sezonunda iki maça çıktıktan sonra, 2 Kasım'da Bennett hamlesinde ilerleme kaydetti ve hem Sonics, hem de WNBA takımı olan Storm'u taşıma planını açıkladı.  


Wilkens: Duyduklarım sebebiyle bu benim için bir sürpriz değildi. Seattle'dan ayrılmak için elde ettikleri ilk şans olduğunu biliyordum.

Adam Brown ('Sonicsgate: Bir takım için fatiha' belgeselinin yapımcısı): İnsanlar o dönemde mahvolmuştu. Çoğu insan, Howard Schultz'un takımı Bennett'a satmasının ardından orada kalmanın mucize olduğunu biliyordu. Bu süre zarfında Steve Ballmer, takımı almaya çalışan bir grup yerel yatırımcıyla otaya çıktı. Ama o noktada NBA, Bennett'ı takımı elden çıkarma konusunda zorlamayacaktı. Kesinlikle vazgeçmiyorduk, ama takımın Bennett'ın kontrolünden çıkması neredeyse imkansızdı.



KAYIP BİR SEZON

Son sezon boyunca mağlubiyet, Sonics'in kaderi oldu. 2-14 ile kulüp tarihinin en kötü başlangıcına imza atmışlar, 14 mağlubiyetlik bir seri yaşamışlar ve All-Star arasına 13-38 ile girmişlerdi. 

Bu, gelecek vaat eden ama deneyimsiz genç yıldız Durant'in üstüne kurulu bir takımdı; çok yönlülüğü ve ham yeteneği, kalite eksikliğini telafi etmeye yetmemişti.

Calabro: Rekabeçtiydik, ancak çoğu takımla mücadele edecek bir güce sahip olmadığımız açıktı. Ana skorer Kevin Durant'ti; fiziksel olarak NBA'de oynamaya hazır olmayan, buna rağmen her maçta 20 sayı atan bir oyuncu. Ama başka yerden skor bulamıyorduk ve asıl mesele buydu. İstediğiniz kadar savunma hakkında konuşabilirsiniz, güzel; ama topu o çemberin içine sokabilmeniz lazım.

16 Mart tarihinde Seattle dibe vurdu. Nuggets, Sonics'i 168-116 yendi ve bu kulüp tarihinde yenilen en fazla sayı olarak kayıtlara geçti. Seattle Times yazarı Steve Kelley, takıma 'Seattle Super Quitters' şekilde isim takmıştı.

Şöyle yazıyordu: "Kendine Seattle Sonics diyen bu takım, pazar akşamı ödlekler gibi oynadı. Şehri rezil ettiler. Ligi rezil ettiler. Ve en önemlisi, kendilerini rezil ettiler."

Yönetim bunu istiyormuş gibi hissedilmesine rağmen, koç ve oyuncular asla vazgeçmediklerini söylediler.

Calabro: Yönetimin sezon başlamadan önce vazgeçtiğini söyleyebilirsiniz. O iki çocuk (Durant ve Green) her şeylerini verdiler, ama yeteri kadar destek yoktu etraflarında. 

P.J. Carlesimo: Çocuklar sonuna kadar mücadeleyi bırakmadı. 

Calabro: Ve en acayip şey ise, taraftarların maçlara gelmeye devam etmesiydi. Taraftarların şüphelenip "Bugün gitsek iyi olur, çünkü elimize başka bir şans geçip geçmeyeceğini kim bilir" şeklinde düşüneceğine dair bir hissim vardı.

6 Nisan'da, sondan ikinci iç saha maçlarında Sonics, üç hafta önce fark yediği Denver'ı yenip intikamını alarak, inatçı taraftarları ödüllendirdi. İki uzatmaya giden ve 151-147 biten maçta Durant 37, Green ise 35 sayı attı. 

Big Lo: Son 3-4 maçta taraftar çok canlıydı. Ben ve civar koltuklardakilerin kafası karışmıştı, "Tüm sezon neredeydi bunlar?" diyorduk. Eğer bütün sezon böyle olsaydı, takımı şehirde tutmak için bir şansımız olabilirdi.  

O gün Nuggets koçu --ki aynı zamanda eski Sonics koçu-- George Karl bile taşınma dedikoduları hakkında görüş bildirdi. 

Matt Pitman (Sonics anonsçusu): O maçtan aklımda kalan, George'un kravatı. Space Needle kravatı takmıştı. O salonun kendisi için ne anlam ifade ettiğine dair, maçtan önce bir şeyler söylemişti; konuşurken de hiç kendini sakınmıyordu: "Yanlış şeyi yapıyorlar."




KEY ARENA'DA SON MAÇ

Sonics, iç sahadaki son maçına, üç Teksas ekibiyle oynayıp üç maçı da kaybettiği ufak bir deplasman turundan geliyordu. 

Pazar gecesi KeyArena'da boş koltuk yoktu: 17.072 taraftar. Dallas Mavericks, playoff için mücadele ediyordu. Sonics ise muhtemel bir taşınmayla ilgili gelişmelere kulağını tıkayıp sezonu güçlü kapatmak istiyordu.  

Sahada ve tribünlerde, kaygı ile belirsizliğin gerçek ötesi bir karışımı mevcuttu. Maçtan önce Mavs'in sahibi Mark Cuban bile Sonics'in Oklahoma'ya taşınmasını istemediğini söyledi.

Carlesimo: Son maçımız olacağına dair bir kaygı taşıdığımı hatırlıyorum. Belki endişe. Belki bir şeyler döndüğünü biliyorduk ama her zamanki gibi işimize baktığımızı hatırlıyorum. Yanlış hatırlıyor olabilirim fakat KeyArena'daki son maçımız olabileceğini hiç düşünmemiştim.

Durant: Salon doluydu. Dallas ile oynuyorduk. Dallas playoff için uğraşıyordu ve biz de onları yenerek köstek olduk. Seattle'daki son maçımız olduğunu bilmiyorduk, fakat taraftarların bir fikri vardı. Bizi yalnız bırakmadılar. 

Big Lo: Atmosfer ve kalabalık inanılmazdı. Şehrin takımını kaybetmek istemediğini hissettim.  

Pitman: Konuyla alakasız çok şey vardı. Üniformalı polislerin varlığı kayda değerdi, muhtemelen orada hiç o kadar çok görmemiştim. İnsanların parkeye inip inmeyeceğinden veya ne olup biteceğinden emin değillerdi. Bizim bakış açımızdan çok garipti. Herkesin aklında bunun son maç olabileceği varken, bize son maç değilmiş gibi hareket etmemiz söylenmişti. 

Gary Payton (Sonics efsanesi): Orada olup, uzun süre bizim arkamızda olan taraftara destek vermenin benim için önemli olduğunu hissettim. O günlerde birçok olumsuz gelişme vardı ve iyi hissedecek pek bir şey yoktu.

Bitime 3.14 kala 95-89 geride olan Sonics, maçı 10-0'lık bir seriyle bitirdi; aynı anlarda Mavs de 8 şutun hepsini kaçırmıştı. En skorer oyuncu 21 ile Earl Watson'dı, Nick Collison da 18 sayı atmıştı.

19 sayı bulan Durant, 41.6 saniye kala bir orta mesafe şutla takımını öne geçirmişti. Ardından turnikeyle durumu 98-95 yaptı: O anda taraftarlar "Sonics'imizi kurtarın!" diye bağırıyordu.

Brown: Bunun son maç olduğunu düşündükçe titreme geliyordu. Kulüp tarihinin en kötü dereceli takımı söz konusu olsa da, salonda playoff atmosferi vardı.

Pitman: Sayıyı bulduktan sonra Kevin'in geri geri koşması, savunmaya gelişi, kollarını açıp taraftarı ayağa kaldırması ve "Sonics'imizi kurtarın" tezahüratına teşvik etmesi. Çaylak bir oyuncunun duyguları, kariyerinin bu noktasındaki genç bir oyuncu; bunlar çok hakikiydi ve o anda salonda olup bitenleri takdir ettiğini söyleyebilirdiniz. Şehir için mühim olan bu anları ve 41 yıldır bu takımı destekleyen taraftarları gördü.

Brown: Nihayetinde kendi çıkarını korumak isteyen ve halkın ya da taraftarın çıkarını korumak zorunda olmayan milyarder takım sahiplerinin ve politikacılarına karşı olduğumuz bu dünyada derinden gelen bir çığlık gibiydi. Herkesin sadece o gece kazanmak için değil, aynı zamanda Seattle'da kalmak için de bağırdığını hissettim. 

Big Lo: O akşam, KeyArena'daki son maçta hissettiğimiz tutku...  Kalbinizin en derininde. O akşam gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Etrafımdaki birçok insan da aynı durumdaydı, çünkü bizim için yıllardır neşe kaynağı olan bir şeyin muhtemelen sonunun geldiğini biliyorduk.



Nihayetinde, hiçbir şey işe yaramadı. Üç aydan kısa sürede Sonics'in 41 yıllık Seattle macerası sona erdi: Bennett, Seattle şehir yönetimine 45 milyonluk ödemeyi yaptı ve takımı Oklahoma'ya taşıdı. 



ON YIL SONRA

Sonics'in ayrılışından sonra şehrin diğer takımları Seahawks, Sounders ve Storm şampiyonluklar kazandı ve NBA, Seattle olmadan yoluna devam etti. 

Yatırımcı Chris Hansen neredeyse Sacramento Kings'i şehre getiriyordu ama NBA, 2013'te bu teklifi kesin biçimde reddetti. 

NBA basketbolu, ulusal kanalda yayınlanan Warriors-Kings maçıyla şöyle bir göründü ama şehrin lige dönmesi hususunda bir ihtimal görünmüyor. 

30 yaşında, iki NBA şampiyonluğu ve iki Finaller MVP'si ödülüyle profesyonel kariyerinin başladığı şehre dönen Durant, bu kez sarı-yeşil yerine sarı-mavi renklere bürünmüştü.

Bu aynı zamanda Seattle'ın neyi kaybettiğine, Durant'in şehrin spor kültürü için neler ifade edebileceğine dair de bir hatırlatma oldu.

Durant şehrin hasretini hissediyor. Ve binlerce Sonics taraftarıyla birlikte hâlâ takımın kaybının acısını paylaşıyor: Seattle'a tekrar bir NBA takımı lazım. 

Durant: NBA basketbolu hakkında konuşuyoruz. Storm'un başarısı inanılmaz. Ama herkes Sonics olmadan Seattle'daki spor kültürünün eksik olduğunun farkında. Seahawks keza, başarılı oldu. Şimdi Storm bir şeyler yaptı. Basketbol dünyası ve NBA'deki koçların hepsi, Sonics'in tekrar Seattle'a dönmesi gerektiğini biliyor. Oraya gidip oynamak için can atıyorum. Umarım onlar için oynayabiliriz.



(Orijinali burada. Video ve video linklerini ben ekledim. Şurada da Ringer'ın konuyla ilgili tonla yazı, podcast vs. içeren sayfası var, Halil'e teşekkürler.)

Yorumlar