Kobe vs. Kobe: 8 Numara vs. 24 Numara


Şubat 1998'de efsanevi Lakers spikeri Chick Hearn, ikinci yılına giren genç bir oyuncuya olası bir politik kariyeri düşünme eğiliminden önce ilgilenmesi gereken bir iş olduğunu söyledi. "Lakers'ta oynamak için" dedi Hearn, "19 ya da 20 yılın var."

"19 ya da 20" diyor Kobe. "En az."

Birkaç gün önce, o zaman 19 yaşında olan Bryant, bir All-Star maçına ilk 5 başlayacak en genç oyuncu olarak damgasını vurduğu New York turunu tamamlamıştı -- ki henüz kendi takımında ilk 5 çıkmıyordu. O sezonki maç, resmen olmasa da Michael Jordan'ın Chicago oyuncusu olarak son All-Star maçıydı ve 8 numara giyen 'Yeni Jordan'ın takdimiydi.

Onun gibi bir basketbol bilgesi bile Bryant'ın sonraki 18.5 yıldaki büyük ve genellikle tartışmalı çıkışını tahmin edemezdi ancak Hearn, belki de Bryant'ın kendisinden bile önce, 8 numaralı formanın sonsuza dek Lakers için önemli olacağını biliyordu.

Yıne de, Bryant'ın kendisi dışında kimse, 8 numaranın denklemin sadece yarısı olmasını beklemiyordu.

(Bu kısımda güncel mevzular var, atlıyorum)



NO. 8

BAŞLANGIÇLAR

Kobe Bryant için, NBA bir aile işiydi. Babası, Joe 'Jellybean' Bryant, NBA'de 8 yıl, 1984'ten 1992'ye kadar da İtalya ve Fransa'da bazı takımlarda oynamış olan bir Philadelphia efsanesiydi. Yani 29 Nisan 1996'da, 17 yaşındaki Kobe Bryant, "yeteneklerini NBA'e taşımaya" karar verdiğinde, babasının adımlarını takip ediyordu.

Bir yıl önce Minnesota Timberwolves, ilk turun beşinci sırasından Kevin Garnett'i seçmişti. Çok yönlü stiliyle NBA'e damgasını vuran ince-uzun forvet, 1975'teki Darryl Dawkins ve Bill Willoughby'den sonra liseden doğrudan NBA'e geçiş yapan ilk oyuncuydu. Kobe, aynı akşam Charlotte Hornets tarafından seçilmiş ve Vlade Divac karşılığında Lakers'a gönderilmişti; liseye gitmeden seçilen ilk guard olmuştu. Steve Nash, Derek Fisher, Ray Allen ve Stephon Marbury gibi oyuncuların yer aldığı 1996 Draftı'nda 13. sırada seçilmişti. Ama bir sürü Hall of Fame üyesinin çıktığı bu draftta, Bryant en çok, 1. sıradan seçilen Georgetown mezunu, 3 numaralı formayı giyen Allen Ezail Iverson'la kıyaslandı. 

İlk maçına çıkmadan önce, Bryant 8 numaralı formayı seçti. Adidas/Reebok ABCD Kampı'nda giydiği 1, 3 ve 4 numaraların toplamı. Ayrıca İtalya'dayken de 8 numarayı giymişti. "Herkes Kobe'yi biliyordu" diyor, onunla sıkça karşılaştırılan Stephon Marbury. "Nasıl bilmeyesiniz ki?" Bryant, daha Lakers formasıyla tanıtılmadan önce Adidas ile anlaşmış, Amerikan Oyuncular Birliği kartı edinmiş, ünlü oyuncu Brandy'ye çıkma teklif etmiş ve Moesha isimli dizinin bir bölümünde oynamıştı. 

Iverson, Kobe'nin memleketi Philadelphia tarafından seçilmiş, ancak 76ers bünyesindeki birçok kişi, Kobe'nin yeteneklerinden etkilenmişti. Cesaretiyle ilgili mitler yaygındı. Hâlâ lisedeyken John Lucas ve başka Sixers üyeleriyle yaptığı workout gibi. 

Philly'deki birçokları için Iverson bir üvey evlattı ama onlardan biriydi. Kobe ise babası ligde oynayan, banliyöden biriydi. "Bu onun canını sıkıyordu" diyor Gilbert. Tüm zamanlardaki en büyük rekabetlerinden biri, 1997'de Cleveland'da oynanan Çaylaklar Maçı'nda resmen doğmuştu. "Dikkatini verenler için bu anlar, bu iki oyuncunun yeni bir basketbol nesline damgasını vuracak kişiler olacağını müjdeliyordu" diyor, kariyeri boyunca Kobe Bryant'ı takip eden gazeteci Scoop Jackson. 

Tutkulu Kobe hayranı Lil Wayne de katılıyor. "Iverson ile Kobe geldiler ve bu farklı bir şeydi: Karşımda kim olduğunun önemi yok. Arkanda ne bıraktığın umrumda değil. Sana bu hareketlerin neler yapabileceğini göstereceğim" diyordu Wayne. "Ve Kobe ile uğraşırken, olay 'Hedefe gidiyorum ve seni parçalayacağım' oluyor. Iverson'da ise 'Seni 3 sayı çizgisinde bırakıyorum ve giderken sana bakıyorum' şeklinde." 


8 numaralı Bryant, Çaylaklar Maçı'nda 31 sayı atarak bu alandaki rekoru kırdı (2004'te Amar'e Stoudemire ve LeBron James'in 36 ve 33 sayı atmasına dek kırılmayan bir rekor). Ama Iverson maçın MVP'si seçildi -- sonra da Yılın Çaylağı. Bryant o haftasonunda smaç yarışmasını kazandı, Brandy kenarda ona tezahürat yapıyordu; ama Iverson'ı alt etme fırsatını kaçırmıştı ve Iverson'ın Philly'de sahip olduğu özgürlüğe özeniyordu. 76ers'ın hücumu, 3 numaranın nadir görülen yetenekleri etrafında yeniden şekillendi. Bryant ise Shaquille O'Neal, Eddie Jones ve Nick Van Exel ile beraberdi. Çaylak sezonunda dört kez 20 sayı sınırını geçti. Lakers, Kobe'nin ilk sezonunda Playofflar'a ulaşırken, Sixers o sezon 22 galibiyet alabildi. 

Ve sonra Konferans yarı finalinde Utah Jazz'a karşı oynanan 5. maç geldi. 8 Numara için belirleyici bir an. Lakers seride 3-1 gerideyken, Kobe dört kez airball attı -- biri son çeyrekte, diğerleri uzatmada. Maçı ve seriyi kaybettiler. "O denemeler olmadan" diyor Scoop Jackson, "Kobe, Kobe olamazdı." 

2016 yılında Kobe hakkında bir biyografi yayımlayan Roland Lazenby, pazarlama devi Sonny Vaccaro'nun bu maçın ardından Kobe ile yaptığı konuşmayı hatırlatıyor. Vaccaro ona iyi olup olmadığını soruyor: "Ne? Neden olmayayım ki? Siktir et! Kimse şut atmak istemedi." 



NO. 24

YENİDEN DOĞUŞ

Kobe, 8 numaradan 24 numaraya geçiyor. Darren Rovell hâlâ o aramayı hatırlıyor. Los Angeles'tan geliyordu, daha önce birlikte çalıştığı birinden. Çabucak ikincil bir kaynaktan doğruladı. Sonra adamı yorum için aradı. Ama Bryant sessizdi. "Detaylar belirsizdi" diyor Rovell. "İyi korunmuştu. Böyle olmasını istiyordu."

Başka bir takıma gittikten sonra bir oyuncunun forma numarası değişmesi normaldir. Aynı takımdayken bunu yapması ise değil. Bryant'ın kararından önce, bu konuda çok az örnek vardı. Misal 1991'de, Charles Barkley lise yıllarından beri giydiği 34 numarayı, HIV virüsü taşıması sebebiyle basketbolu bıraktığını açıklayan Magic Johnson'a atfen 32 ile değiştirmişti. 1995'in Mart ayında, kısa süren beysbol macerasından dönen Michael Jordan, ünlü 23 numarasını, küçükken giydiği 45 ile değiştirmişti. Jordan ayrıca Laney Lisesi'nde de 45 numarayı giymişti. Ama aynı numarayı kullanan abisiyle birlikte oynamaya başladığında ortadan ikiye bölüyor ve 23'ü seçiyor.

Bryant ile 24 numara arasındaki az sayıdaki bağlar arasında Pensylvannia'daki Bala Cynwyd Ortaokulu'ndaki günleri ve Lower Merion Lisesi'ndeki ilk yılı var.  

Ama ortada 24-saat teorisi vardı. "Carpe diem -- 24 buradan geliyor." diyordu, Kobe ile kız kardeşlerinin birinin voleybol maçında tanışan Philadelphialı gazeteci Anthony Gilbert. "Günün 24 saatini de faydalı kullanmak, bir saniyesini bile heba etmemek üstüne." 

Bir de Nike teorisi var. "Duydum ki" diyor Rovell, "Adidas'tan ayrılması yüzündendi." Liseden mezun olur olmaz onunla anlaşan, Adidas Crazy 8 dahil, onun adına özel olarak yapılmış ilk altı ayakkabıyı üreten Adidas ile 6 yıl geçirdikten sonra, 2003'te Nike ile 4 yıl-40 milyonluk bir anlaşma imzaladı. "Adidas dönemindeki tek başarılı ayakkabı oydu" diye devam ediyor Rovell. "Yani Bryant'ın o klasikleşmiş Adidas modeliyle bağlantılı bir numarada kalması, Nike için hoş olmayacaktı. Ama numara değişimi Adidas'ı etkisiz hâle getirirdi."

Ve bir de Michael Jordan teorisi. "Jordan'dan bir numara daha iyi" diyor, kariyerinde 1, 20 ve 9 numaralı formaları giyen emekli NBA oyuncusu Jared Jeffries. Denver Nuggets ekibinde çalıştıktan sonra şimdi e-spor organizasyonu Echo Fox'un başında. "Bu, ligdeki herkesin 24 numaraya geçişi hakkında düşündüğü bir şey."



26 Nisan 2006'da, Los Angeles Lakers-Phoenix Suns ilk tur serisinin ikinci maçından önce Rovell numara değişimi hikayesini açık etti. 8'den 24'e geçiş, yeni sezonun başında daha verimli olacaktı. Her ne kadar Lakers, numara değişimi için evrak işlerini, son tarih olan 3 Mart'tan önce yetiştirse de, o anda numara, üç gün önce anlaşılan serbest oyuncu Jim Jackson'a aitti. 

Aslında, Bryant'ın lise koçu Gregg Downer da lisede oynarken 24 numara giyiyordu. "Onun çaylak dönemini hatırlıyorum" diyor Downer. "Ona 'Güzel bir numara seçtin, 24'ü severim' dedim." Ama bir sezon sonra Bryant, 33'e geçti -- şimdi Lower Merion'da emekli edilmiş olan numara. Lisede bu numarayı giyen babasını temsil etmek için bu değişimi gerçekleştirmişti. 

Lakers'ın Bryant'ı draft ettiği 1996'da, takım Kareem Abdul-Jabbar'ın 33 numaralı formasını emekli etmiş durumdaydı. 24'ün müsait olmadığı, çünkü çaylak forvet George McCloud III'ün o numarayı giydiği bildirilmişti. Ancak McCloud, Şubat 1997'ye dek takıma katılmadı. Bryant'ın sarı formayla basın önüne çıktığı 12 Temmuz 1996 tarihinde 24 numara Fred Roberts'taydı. 17 Temmuz 1996'da Lakers, Roberts'ı açıkladı. Bryant eğer istediyse, 24 numarayı giymeyi beş günle kaçırmıştı. On yıl sonra fırsat eline geçmişti. Peki ama neden?

Haberler dolaşmaya başladığında Kobe Bryant hiçbir soruyu cevaplamadı. "Playofflar'dayız" diyordu Los Angeles Daily News'e. "Konuştuğum zaman çok heyecanlı olacağım ama şimdi değil. Uygun bir zaman değil." 

NBA'deki on yıllık serüveninin bir yerinde, ayakkabı anlaşmaları, Shaquille O'Neal'ın Los Angeles'tan ayrılışı ya da bir dolu suçlama ve varoluşsal soruyla çalkalanan kafasının içinde 8 numaralı Kobe Bryant öldü "Şimdiden 8 numara ile özdeşleşmiş olan, ligin konumundaki bir genç süperyıldızınız var" diyordu emekli Boston Celtics forveti Paul Pierce. "Dışarıdan bakıldığında, değişimin yaşadıklarıyla ilgisi var gibi görünüyordu. Belki de yeni bir başlangıç istiyordu." 

Böylece Bryant, her şeyi bir çocuk olarak giydiği formayla birlikte fırlatıp atmıştı. "Kimliğini yeniden inşa etmeliydi. Kendisini yok etti" diyor Lazenby. "Bunu yapmanın yollarından biri, yeni numaraydı. Reset tuşuna bastı." Ya da Lil Wayne'in dediği gibi: "24'ü seçtiğinde bunu yapmıştı. Hiçbir karşılaştırma yapmak istemezsiniz, çünkü ortada karşılaştırma yok." 



NO. 8

BAŞARININ BEDELİ

Michael Jackson'ı suçlayın. Pop'un Kralı, Lakers'ın 8 Numara'sına, çaylak sezonunun ardından "Sürüye geri dönme ve diğerlerine normal davran. Aptalca davranışlardan sakın" diyordu. Kobe onu dinledi. Ve bunun her durumda insanların hoşuna gittiği söylenemezdi. 

"Böyle üst seviyede oynadığınız zaman" diyor WNBA efsanesi Tamika Catchings, "'abuk' kelimesini kullanmak istemiyorum, çünkü kullanmak istediğim kelime bu değil, ama aklıma gelen ilk şey bu." Catchings'in babası Harvey Catchings, NBA'de oynadı, İtalya'da oynadı ve ailecek Bryant ailesine yakınlardı. Tamika kendisindeki İtalyan etkisine yakınlık duyuyor. "Abukluk... en iyisi olmak için zanaatiniz üzerinde çalışmak için çok zaman harcamanızdan geliyor. Sosyal becerilerinizi biraz kaybediyorsunuz... Farklı durumlarda 'Zaman kaybediyorum' hissiyatı içine düşebiliyorsunuz." 

2001'de Kobe Bryant, kendisini gerçek bir süperstar olarak sunmaya başladı -- oyundaki en iyi iki yönlü oyuncu (reddedilen rap hayalleriyle birlikte). Lansman partisi? 2001 Playoffları: Lakers üst üste ikinci şampiyonluğuna giderken 29 sayı, 7 ribaund, 6 asist ve 1.6 top çalma ortalamayla oynadı -- Allen Iverson'lı 76ers'e karşı aldıkları şampiyonluk. 

2002-2003 sezonunda Shaq 67 maçta oynarken, Kobe 82 maçın hepsinde oynadı. O'Neal meşhur parmak sakatlığından dönüş sürecindeydi ve bu, 8 Numara'ya sezonun büyük kısmında hücumun odak noktası olma imkanı sağladı. Kobe, Şubat ayı boyunca 40.6 sayı ortalaması tuturdu. Ama duygusal zirve Mart ayında, Michael Jordan'ın Staples Center'daki son maçında geldi. Kobe ilk yarıda 42 sayı attığı maçı 55 sayıyla bitirdi. "O akşam yanıyordu" diye hatırlıyor, o dönemin Wizards çaylağı Jeffries. "'100 sayı atacak herhalde' diyordum." 

All-NBA ve en iyi savunma takımı başarıları artıyordu ama Kobe'nin özel hayatındaki trafik de öyle. Phil Jackson ve Tex Winter'ın üçgen hücumundaki sorumlulukları arttıkça, 8 Numara, baskın 34 numaranın altında kaldı. Kobe meydan okuyordu. Basın ligdeki diğer oyunculara yaptığı gibi tavrını aldı. 2002 yılında, 8 Numara ile Reggie Miller arasında bir güreş maçı gerçekleşti. Aynı yıl, takım arkadaşı Samaki Walker ile de kozlarını paylaşmıştı.

Hoşnutsuzluğunun kökleri önceki yada kadar izlenebilirdi. 2001'de --15-1'lik bir derece ile bitirdikleri Playofflar sonrasında kazandıkları-- üst üste ikinci şampiyonlukları şampanyalarla kutlanırken, Kobe bir köşede somurtmuş oturuyordu. Nihayet --Philadelphia'da-- bir şampiyonluk kazanmıştı ve ebeveynleri orada değildi. Evliliğini onaylamamışlardı, onu tek başına bırakmışlardı ve duygusal bir çıkmazdalardı -- kariyerinde değişmeyen bir tema. Yalnızca amcası John 'Chubby' Cox ve halası onu kutlamak için oradalardı.



Philadelphia'da düzenlenen 2002 All-Star maçı, o günün ve geçmişin rekabetleri için yeniden bir araya geliş anlamına geliyordu. Muhammed Ali ve Jor Frazier kenardaydı ve ikonik üçlemelerinden kaynaklanan onyılların acılarını çözüyorlardı. Ve Kobe, yine, meşhur 8 numarasıyla ve mini afrosuyla memleketindeydi. Aylar önce, şehrin yıllarca aklında tutacağı bir cümle sarf edip, kalplerini sökmek istediğini söylemişti.  

Bryant'ın (25 şutta bulduğu) 31 sayısı ona Michael Jordan ve Julius Erving'e saygı duruşu olarak 6 numaralı formayla maça çıkan Allen Iverson'ın bulunduğu bir maçta All-Star MVP'si ödülünü getirmişti. Başkan David Stern'ün ödülü verirken söylediği gibi, sekiz ay içerisinde kendi şehrinde kazandğı ikinci başarıydı. Kardeşlik Sevgisi Şehri onu yuhalıyordu. "Ayağa kalkıp alkışlamaya başladım ve beni yuhalamaya başladılar" diyor, o akşam tribünlerde bulunan Anthony Gilbert. "Bana L.A.'e gitmemi söylüyorlardı ama ben oralıydım. Tıpkı onun gibi."

Lakers, 2003 ilkbaharında Tim Duncan'lı San Antonio Spurs'e elendi. "İnsanlar 'Bu kimin takımı' diye soruyor. Umrumda değil." Bryant, 2003'te, ABC Halftime Report'tan Robin Roberts'a böyle diyordu. "Bu benim için ciddi bir mesele değil." Bu arada, ebeveynleriyle ilişkisi, yavaş yavaş düzeliyordu. "Şu anda uğraşmam gereken başka bir konu, gerçek bir konu var" diyordu. "Hatırladığım kadarıyla ilk kez basketbol oynamak artık benim için eğlenceli değil. Artık oynamak istemiyorum."

8 Numara, profesyonel ve kişisel olarak yol ayrımındaydı. Roberts'la konuşmasından haftalar sonra Kobe Bryant, Denver'da bir otelde kariyerini, evliliğini, imajını ve özgürlüğünü tehlikeye attı.



NO. 24

TALEP VE YENİLENME

"Her zaman bir Laker olmak istedim. Yürekten. Yaptığım şey bu, oynamak istediğim takım bu." 
Kobe Bryant (2004)

Kobe Bryant kendisini 24 Numara olarak yeniden inşa etmeye başladığında, daha büyük bir değişikliği kafasında tarttı. Yeni numarasıyla ilk yılında, Lakers, 2006-07 sezonunu 42-40'lık dereceyle bitirirken, ikinci kez üst üste 1. turda elendiler. Kobe hâlâ Kobe'ydi, Phoenix Suns'a karşı oynanan serideki beş maçta da takımının en skorer oyuncusuydu. Yine de, güçlü bir kadro desteği olmadan o ve Lakers kendilerini basketbol arafında ve güçlü bir Batı Konferansı'nda buldular. 24 Numara, 8 Numara'yken 2004'te imzaladığı yedi yıl-136.4 milyon dolarlık anlaşmanın bitimine dört yıl kala, takasını talep etti. 

 "Lakers bir şey yapmalıydı" diyordu Bryant 2016 yılında ESPN'e. İnancımı... kaybediyordum. Sanki onların yemek kuponu gibiydim. Gelip 40-50 atıyorsunuz, koltukları dolduruyorsunuz, maaş sınırını aşmıyorlar, gelir elde ediyorlar... Bunu kabul etmiyordum... Shaq olmadan kazanmalıydım."

Chicago, Bryant'ın ilk tercihiydi, ama 24 Numara'nın Luol Deng'i içermeyen bir anlaşmaya yanaşmaması yüzünden görüşmeler askıya alındı. Lakers, LeBron James için Cavaliers'ı ararken Pistons, Bryant'a karşılık Richard Hamilton, Tayshaun Prince ve draft haklarını içeren bir teklifte bulundu. Bu takaslar gerçekleşmedi; Bryant, Los Angeles'ta kaldı.



Ama 1 Şubat 2008'de Lakers, 2.16'lık Pau Gasol'ü takas etti. Bu hamle, Shaq'tan bu yana ilk kez Bryant'a dominant bir uzunla oynama fırsatı veriyordu. Lakers görkemli günlerine dönmüştü: Batıda ilk sırayı aldılar ve kariyerinde ilk kez normal sezon MVP'si seçildi. Finaller'de Kevin Garnett, Paul Pierce ve Ray Allen'ın sürüklediği Boston Celtics'e yenildiler -- ama Lakers dönmüştü, yani 24 Numara da.

"Numara, Kobe'nin her zaman formüle ettiği oyuncuya doğru evrilmesini ve gelişmesini temsil ediyor" diyordu Bryant'ın 24 Numara performanslarını ilk elden gören Knicks oyuncusu Stephon Marbury. 2 Şubat 2009'du. Lakers, Madison Square Garden'da.

"Kadroları anons edildiğinde kimsenin elini sıkmadı. Yalnızca yüzünde o ifade vardı" diyor eski Knicks forveti Jeffries. "Birine 'Abi, bu gece çooooooooook uzun olacak' dediğimi hatırlıyorum. Ligdeki en iyi oyuncu olduğunu kanıtlamak üzere orada bulunduğunu görebilirdiniz." Ve sonra Bryant, çok net bir şekilde New York savunmasını parçaladı. Knicks ona erkenden ikili sıkıştırma getirdi, ama topu elinden çıkarmak yerine potaya hücum etmeye ve skor bulmaya devam etti.

"Kobe, sahada bir bilim adamı gibi" diyor, üç hafta sonra Knicks'le yollarını ayıracak olan ama o akşam onu kenardan izleyen Marbury. "Her şeyi yıkıp geçiyor ve hepsi, açılara, nasıl savunulduğuna, nasl tedbir alındığına ve nasıl ikili sıkıştırma getirdiklerine dayanıyor."

Bryant o akşamı 19/31 şut isabetiyle ve 20/20 serbest atış isabetiyle, 37 dakikada 61 sayı atarak bitirdi.  "Wilson Chandler o akşam başımıza bayağı bir iş açtı" şeklinde şaka yapıyor Jeffries. "Ama ben de bir kısmından sorumluyum."

2009 yılında çekilen ESPN belgeseli olan Kobe İş Başında'nın yönetmeni olan Spike Lee, Bryant'ın bu maçına saha kenarından şahitlik etmişti. 2009 yılının o Şubat akşamında, 24 Numara, Garden'da rakip oyuncu tarafından atılan sayı rekorunu kırıyordu --  hâlâ bu rekorun James Harden'la birlikte sahibi. "Gerçekten buna büyük bir akşam geçirmiş gibi bakmıyorum" diyor Marbury. "Sadece oyununa bakıyorum. 50 ya da 60 sayı atmak onun yapabileceği bir şey."



NO. 8

 1 NUMARALI HALK DÜŞMANI

"Akıllı bir kardeşin, kendi durumunun kurbanı olma şansı"


34 numaralı forması Kobe'nin o iki formasını Staples Center'ın kirişlerinde karşılayacak olan ve 32 numaralı Miami Heat forması American Airlines Arena'nın yükseklerinde görülen Shaq, veteranları Los Angeles'a gelmeye ikna etti.  2003 yazında Lakers, Karl Malone ve Gary Payton'la anlaştı ve ilerde kurulacak olan Boston Celtics ve Miami Heat 'büyük üçlü'lerine ilham verdi. 

Shaq tüm bunlarla uğraşırken, o zaman 24 yaşında olan Kobe, yasal bir drama içine gömülmüştü.

Yazdan önce başlamıştı: Haziran 2003. Diz operasyonu için Colorado eyaletinin Edwards şehrinde, Cordillera Lodge ve Spa isimli otelde kalan Bryant, ağır cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklandı. Spa'da çalışan kadınla aralarında geçen ilişkinin rızayla gerçekleştiğini şiddetle belirtti. Ağustos 2003'teki ön duruşma çok yankı uyandırdı.  Ceza davasının mahkemeye çıkarılmasından günler önce mağdur işbirliğini bıraktı ve tüm suçlamaları reddetti.  İşte o nefes kesen özür dileme, o zaman gerçekleşti. Dava 2005'in Mart ayına verildi. Bu, Amerikan tarihindeki en üst düzey tecavüz davalarından biriydi. Toplamda, bu hikaye 608 gün sürdü. Kobe maçlara, hayatını hapishanede geçirebilme tehlikesiyle çıktı. 

Profesyonel, hukuki ve kişisel sıkıntılar, Bryant'ın hayatı için sıradan şeyler hâline geldi. Bir süpertakım yaratmak, kendi sıkıntılarını doğurdu. Ekim 2003'te Kobe, Jim Gray'e verdiği röportajda, Shaq'in liderlik ve kendi adaması hakkında zehir-zemberek laflar etti. 

Ve perde arkası: 2003'ten beri Los Angeles Daily News için Kobe'yi takip eden Ramona Shelburne şöyle diyordu: "Göz ardı edilen şey, karısıyla olan ilişkilerini ne kadar etkilediği ve ne kadar yakın olduklarıydı. Ve onları gerçekten nasıl yıktığı. İlişkileri Kobe için çok önemliydi. İnsanlar bu olayda Vanessa'nın ne kadar önemli olduğunu anlamıyorlar." 

Kobe'nin geleceği ya basketbolda, ya da hapishanedeydi. 8 Numara, hayal edilebilecek ve ânında ligin sevgilisinden dışlanmış birine dönüşmesini sağlayabilecek bir suçlamayla karşı karşıya kaldı. Bu sırada 'Kara Mamba' karakteri doğdu. Etrafındaki olumsuzlukların çoğunu kendi kendine yaptığını, bunların onu etkilemesine izin vermeyeceğini göstermeye kararlıydı. 


"Kobe irade gücüne sahipti. Tiger Woods'a ne olduğuna bakıyorum. Bu birçok insana olur. Kendilerini yok ederler" diyor Lazenby. "Elvis'in böyle ölmesinin bir sebebi var. Bir yolunu bulamazlarsa hepsini öldürür. Kendilerini yok ediyorlar. Kobe kendisini yok etti, ancak hayatını yeniden inşa etmek için kararlılık ve iyi şans ikilisine sahipti."

Ve koç Jackson? Disiplin istedi ve bu, ikiliyi anlaşmazlığa sevk etti. Kobe, ikinci sezonda üst üste takımın en skoreri oldu. Çatışma ve hayal kırıklığı söylentileri yaygındı. Yine de, sahadaki dram, mahkemedeki dramanın arkasında kalıyordu. 

2003-2004'ün normal sezonunun son gününde Lakers, Playofflar için ikinci sırayı yakalama şansına sahipti. Önlerindeki engel Portland'dı. Bitime 8 saniye kala üç sayı gerideyken, 8 Numara, Ruben Patterson'ın sıkı savunması altında attığı üçlükle maçı uzatmaya götürdü. Patterson, kendisine 'Kobe durdurucusu' lakabını vermişti. 

"Kobe, birinin kendisini durdurabileceği' fikrini seviyordu" diyor Shelburne. "Bu hep ilgisini çekmiştir." Lakers, ikinci uzatmada bu kez bitime bir saniye kala iki sayı gerideydi. Toplaştıklarında "Bana bir perde yapın ve eve kazanarak gidelim" dediğini söyleyecekti maçtan sonra. Kenardan Payton'ın verdiği topu aldı. Top öyle çok havalanmıştı ki, neredeyse skorborda değecekti. Deliksiz. Lakers 105-104 kazandı. 

Maçtan sonra Patterson, Kobe'den bir çift imzalı ayakkabı istedi. İkinci uzatmada altı faulle oyun dışı kalan Shaq, övgülerini sunuyordu: "Cesur bir küçük kardeşe sahip olmanın faydaları. O hep arkamda." Lakers, 2004'ün fırtınaları arasında biraz huzur bulmuştu. Ardından kaos gelecekti. 



NO. 24

SON YÜKSELİŞ

2008 yılında Kobe Bryant normal sezon MVP'si oldu, dört yıl sonra Finaller'e döndü ve ABD Milli Takımı için oynamak gibi, ele geçmesi zor bir rüyayı gerçekleştirdi. Jerry Colangelo, 2008 Pekin Yaz Olimpiyatları'nda altın madalyaya ulaşacak olan 'Redeem Team'e liderlik etmesi için 10 numaralı formayı giyecek olan Bryant'ı seçti. Soru şuydu: Bu numarayı yine Jordan'dan bir fazla olduğu için mi seçmişti? Jordan, 'Dream Team'de 9 numaralı formayı giymişti.

Bryant ve Shaquille O'Neal, 2009 All-Star maçında nihayet aralarındaki sürtüşmeyi bitirdi. 4 ay sonra ise Lakers, Dwight Howard önderliğindeki Orlando Magic'i geçerek, 2002'den bu yana ilk şampiyonluğuna ulaştı ve Bryant da ilk kez Finaller MVP'si oldu.

2010 itibariyle, Bryant'ın son bir kez şeytan çıkarması gerekiyordu: Boston Celtics. "Boston'da kaybettiği zaman onu görmüştüm" diyor 2000'den bu yana SLAM için çalışan fotoğrafçı Atiba Jefferson. Celtics'in altı maçta ulaştığı 2008 şampiyonluğuna tanıklık ettikten sonra, 2010'daki seriyi de yedinci maç dahil, takip ediyordu. "Yani Kobe için, bu seriyi kazanmaktan daha önemli bir şey yoktu." 

Paul Pierce, Bryant'ın acımasız kararlılığına ilk elden şahit olmuştu. "Kobe'nin intikam istediğini biliyordum" diyor. "Aşırı derecede kararlıydı, ve eğer biri ona karşı en iyi performansını sergilerse, onun da aynı şekilde karşılık vereceğinden emin olabilirsiniz. Sadece beşinci şampiyonluk olacağı için değil, 2008'de hissettiklerini de telafi etme fırsatı olduğu için." 

Boston seride 3-2 öne geçti ama 2.08'lik, 122 kiloluk pivotları Kendrick Perkins'in ön çapraz bağlarını yırttığı altıncı maçta şampiyonluğu ele geçirme fırsatını kaçırdı. Yedinci maçta Bryant zorlandı. Beşinci şampiyonluğunu kovalarken --Jordan'dan bir yüzük uzağında-- Kobe tükenmişti. "Bitmek üzereydim" diyordu 24 Numara, maçın ardından. Belli oluyordu. Yalnızca 24'te 6 ile oynamıştı.

Michael Jordan'ın en ufak oğlu Marcus Jordan, yedinci maç sırasında "KİMSE... yani KİMSE Kobe Bryant'ı babamla kıyas etmemeli" şeklinde tweet atıyordu. "O bu oyunu yükseğe taşıyor." 

Şutları girmese de Bryant 15 ribaund çekti ve kritik anları oynama becerisini son saniyelerde gösterdi: İki faul atışı sokarak farkı beşe çıkarttı ve 25.7 saniye kala oyunu iki pozisyona getirdi. Celtics guardı Rajon Rondo'nun çaresizce yolladığı bir üçlük, çemberin kenarından geçti ve Gasol'ün ellerine düştü. Topu Lamar Odom'a verdi, o da sahayı boydan boya koşan ve boş durumdaki Bryant'a attı ve 83-79'luk galibiyet garantilendi. Kıyamet.

"Konfetileri düşündüğümü hatırlıyorum, çünkü hep konfeti atarlar ve bu da odaklanmaya engel olur" diyor, NBA için 2010 Finalleri'ni fotoğraflayan Denver Nuggets takım fotoğrafçısı Garrett Ellwood. Takım arkadaşları birbirine sarıldı ve bir görevli, o hengamede Bryant'ı bulup şampiyonluk şapkasını verdi. Sasha Vujacic hakem masasına zıpladı, Jordan Farmar onu takip etti. Bu arada Ellwood'un kamerası hep Bryant'ı takip ediyordu. 

"İkinci olarak Kobe hakem masasına zıpladı. O anda "Buna odaklanmalıyım" dedim." Ellwood, Bryant'ın top hâlâ elindeyken kollarını açtığı ve kalabalığa doğru sevindiği ânı hatırlıyor. "Orada çok kalmadı. Ellerinin de uzun süre açık kaldığını sanmıyorum." 



Ellwood'un The Los Angeles Lakers: 50 Amazing Years in the City of Angels isimli kitabın kapağında yer alan bu fotoğrafı Bryant'ı 24 numara iken görüntüleyen en ikonik kare idi. Hakem masası onun zirvesiydi. Bir yüzük daha kazanmıştı ve Boston canavarını öldürmüştü. "Bu en güzeliydi, çünkü rakip onlardı" diyordu Bryant, maçtan sonra. "Bu açık ara en zoruydu. Bunu çok istemiştim." 24 numara ile oynadığı toplam 733 maç arasında, en önemlisi buydu. 

"Beşinci NBA şampiyonluğunu kazanmış biriydi" diyor Atiba Jefferson. "Ama ona göre ilki de olabilirdi." 


NO. 8

GÖRKEMLİ GÜNLERİN SONU

2004 Finalleri'ni Detroit Pistons'a kaybettikten sonra (Kobe Bryant'ın, kariyeri boyunca rahatsız eden bir yenilgi) Lakers temizliğe başladı. Ne Gary Payton takımda kaldı, ne de Karl Malone -- ikincisinin Bryant ile kişisel bir husumeti vardı. 

Phil Jackson devam etmeyeceğini bildirdi ve bir süre sonra, Kobe'den 'yönetilemez' diye bahsettiği Son Sezon: Ruhunu Arayan Takım isimli kitabnı yayımladı. İddialara göre, son görüşmelerinde Bryant, Jackson'a 'yancı' olmaktan bıktığını söylemiş. Shaq o yaz Miami'ye takas edildi Kobe, Shaq'ın Miami'ye gidişinin kendisini etkilemesine izin vermedi. Bir gün sonra, Bryant resmen Lakers'la yeniden sözleşme imzaladı. Hollywood gibi hareketli bir yerde, 8 Numara kalabalıklar arasında yalnızdı. 

Tecavüz davasının utancı hâlâ devam ediyordu. Forma satışları dibe vurdu. Kültürel bir kum torbası hâline gelmişti. Yılla sonra Nas, Kobe'den iyi bir arkadaş olarak bahsetti ama ünlü rapçi 2004'te çıkan 'These Are Our Heroes' isimli şarkıda onu doğradı: Şimdi arkandaki sponsorları kaybettin / Seni otuzbirci, marsık, çakma zenci / Arkanı döndün ve Shaq'a salladın.  

2004-2005 sezonu boşa geçti. Tek gerçek manşetler: 8 Numara'nın Katrina Kasırgası yardım maçına katılımı ve Noel'de Shaq, Dwyane Wade ve Heat ile karşı karşıya gelmesi (uzatmada yenildikleri maçta Bryant 42 sayı attı). LeBron James ve Cleveland Cavaliers'a karşı oynadıkları maçta bileği döndü ve birkaç hafta sahalardan uzak kaldı. Takım sezon ortasında bir liderlik değişimi deneyimledi: Frank Hamblen, Rudy Tomjanovich'in istifası sonrasında görevi devraldı.  

Aynı dönemde Kobe'nin dedesi "Big" Joe Bryant, diyabet kompikasyonları sebebiyle vefat etti. Bryant sonradan, eşi Vanesa'nın stresten kaynaklanan bir düşük yaptığını açıkladı. Sinir bozucu bir Los Angeles Times haberi, Vanessa ve Kobe'nin ilişkisinin arka planı ve işleyişini ortaya çıkardı. Ve hepsinin üstüne, All-Star maçı Colorado'da düzenleniyordu. Lakers, o yıl, yani 2005 yılında,1994'ten beri ilk kez Playofflar'ı kaçırıyordu. "O zamanlar Kobe ayrıştırıcı bir figürdü" diyor Roland Lazenby. "Pek sevilmiyordu." 

2005-2006 sezonunun gelişiyle beraber sıfırlama düğmesine basılmıştı. 361 günlük ayrılığın ardından Phil Jackson, Lakers'a geri dönmüştü. O sezon, 'handcheck' kuralının da kalkmasının yardımıyla, istatistiksel olarak, Kobe'nin en şatafatlı sezonu hâline dönüştü. 35.4 sayı ortalaması tutturarak sayı kralı olmuştu ki bu, Michael Jordan'ın 1986-1987 sezonundaki 37.1'inden sonraki en yüksek ortalamaydı. Ocak 2006'da Toronto Raptors'a karşı attığı 81 sayı NBA tarihine geçti -- 8 Numara'nın o sezon 50 sayı üstüne çıktığı altı maçtan biri. Yine de, 2005 Noel'inden beş gün önce Staples Center'da yaşanan özel bir akşam, onu gelmiş-geçmiş en büyük skorerler arasına soktu. 



2017 yılı, Kasım ayının başları. Dallas Mavericks-Washington Wizards maçından saatler önce (takım arkadaşı Robert Pack yüzünden numarasını 41 yapan) Dirk Nowitzki, Kobe Bryant hakkında konuşuyor. "Maçlarımız bittiğinde eve giderim ve genelde bir Lakers maçının üç ve dördüncü çeyreklerini izlerim" diyor 2006-07 normal sezon MVP'si, gülümseyerek. "Dördüncü çeyrekte hangi mucizevi şeyleri yapacağını görmek istiyorsun. Onun ne yapmasını engellemeye çalışıyorsan, o başka şeyler yapıyor. Muhtemelen kariyerimde karşılaştığım en saldırgan hücumcuydu." 

Dirk'ün 20 Aralık 2005'te televizyonu açması gerekmiyordu. Gösterinin bir parçasıydı. Sekiz Numara, en ikonik maçlarından birini çıkarıyordu -- üç çeyrekte 62 atıp, tüm Mavericks takımından fazla sayı buluyordu. "Onu bizim bençin önündeki baseline'ın orada sıkıştırdık. Hücum süresi bitmek üzereydi ve gidecek hiçbir yeri yoktu" diyor Dirk, anlattığı gibi taklit ederken. "Âniden döndü ve sol eliyle üçlüğü yolladı. Güm. Eğer devam etseydi, o gün 80 sayı atabilirdi." Kobe son çeyrekte oyuna girmeyi reddettiğini anlatıyor o zamanın Lakers asistan koçu Brian Shaw: "İhtiyacımız olduğunda bunu yapacağım." 

"62'nin çoğunda payım var" diyor, Nowitzki'nin o dönemki takım arkadaşı Devin Harris. Trash talk'un çok gergin olduğunu hatırlıyor. "Josh (Howard) ona faul yaptıktan sonra ben de ona sert bir faul yaptım. 'Devin, bunlar beni durduramaz. Durduramaz! Biraz savunma yapın amına koyim' der gibiydi." 12 yıl sonra Harris buna gülüyor. "O noktada onu savunacak pek kimse yoktu elimizde." 



NO. 24

UZUN --VE YAVAŞ-- EMEKLİLİK

Mavericks, 2011 Playoffları'nda, konferans yarı finalinde Lakers'ı süpürdü. Bunun ardından yaz aylarında Los Angeles'ın All-Star oyun kurucu Chris Paul'ü takas etti ancak NBA, "basketbolla alakalı sebeplerden" dolayı anlaşmayı onaylamadı. Sonraki sezon Lakers, aynı turda Oklahoma City Thunder'a beş maçta elendi. Şampiyonluk rüyaları 2012 yazında Steve Nash ve Dwight Howard takaslarıyla tazelendi. 

Zaman içerisinde sakatlıklar Nash'i sahadan uzak tuttu ve 24 Numara da Howard ile beraber başarısız oldu. Böylece 2012-13 sezonunun sonunda Kobe, kaç şut kullandığına ya da kaç dakika oynadığına bakmaksızın kazanmaya niyetliydi. 

2013 yılında Lakers'ın Nisan ayında oynadığı ilk beş maçta Bryant, yaklaşık 30 sayı ortalaması tuttururken, maç başına 45 dakika oynuyordu. "Onunla konuşulmuyordu???" diyordu Mike D'Antoni, 2016 yılında ESPN'e. "Yapmak istediklerinden geri adım atmadı. Denedik. Bana farklı vesilelerle 'Mike, yorgun olduğum zaman ve kenara gelmem gerektiği zaman size söylerim' diyordu." 

Sonra 12 Nisan 2013 geldi. O berbat akşam.

Golden State Warriors'a karşı oynadıkları maçın dördüncü çeyreğinde, Lakers normal sezonun bitimine üç maç kala yerini garanti altına alacak bir galibiyet peşindeyken, 24 Numara soldan potaya doğru gidiyordu ve yere düştü. Hakemin düdüğü duyuldu ve Harrison Barnes'a bir faul çalındı. Bryant sol bileğini tutarken Warriorslı çaylak forvete tek soru sordu: Neden bana vurdun? 

"Ne yaptığını anlamıyordum" diyordu şu anda Sacramento Kings'te oynayan Barnes, "ama tam anlamıyla Aşil tendonunu yukarı çekmeye çalışıyordu. Bizim bençten biri 'Sanırım Aşil'i koptu' dedi. 'Olamaz...' dedim." 

Pau Gasol ve Jodie Meeks ne olduğunu anlamaya çalışan Bryant'ın yanına geldi. Gasol elini uzattı ve onu kaldırdı. Ama Bryant başka birinin yardım etmesine izin vermedi ve bençe doğru giderken mırıldanıyordu: "Sikeyim." 

"Bu bir son olabilirdi. Sessizliğin sebebi oydu" diyor Bryant, 2015 tarihli Kobe Bryant's Muse isimli belgeselde. " 'Bu gerçekten son olabilir' havası vardı."



D'Antoni onu oyundan alıp serbest atışları da başkasına attırabilirdi ama o buna izin veremezdi. Eğer koç bunu yaparsa, kural kitabına göre Bryant oyuna dönemezdi. Böylece 34 yaşındaki oyuncu sekerek sahaya geri döndü ve iki atışta da isabet bulup skoru eşitledi. "En garip şey" diyor 2012-14 arasında Lakers'ta oynayan Meeks, "hiç böyle bir şey görmemiştim. Kazanmayı ne kadar çok istediğini gösteriyordu." 

Lakers maçı 118-116 kazandı, maçın ardından teşhis doğrulandı. Sezonu bitirmesine sebep olacak bu sakatlık, Bryant'ın 17. yılındaki yirmibirinci rahatsızlığı olacaktı. "Bu sakatlık kişisel olarak benim için zirveydi, çünkü yolun ne kadar uzun olduğunu biliyordum diyordu Bryant, Muse'da. "Yani o noktada, bir karar vermeniz gerekiyor. Bir karar vermelisiniz."

Maçtan haftalar önce yayımlanan bir rapora göre, Bryant aslında 2013 yazını, bir sezon sonra emekli olup olmayacağı adına karar vermek için kullanmayı planlıyordu. Ancak yaz aylarını iyileşmeye adadığı için, acı içinde kıvrandığı görüntülerin kariyerinin sonu olmasına izin veremezdi. 

Böylece 25 Kasım 2013'te Bryant, 2 yıl-48.5 milyon değerinde olmak üzere, konratını uzattı. Sakatlığın ardından sahalara döndü. Ama asla eskisi gibi olmayacaktı. 



NO. 8

TATSIZ VEDA

Kobe Bryant' --26 Nisan'da, numara değişimiyle ilgili haberler çıkmaya başladığında--  sekiz numarasının, kariyerinin en tartışmalı serilerinden biriyle düğüm olacağını bilmiyordu. 

2006 Playoffları'nın Lakers ve Suns arasında oynanan ilk turu, tarihî derecede gürültülüydü. Kobe, kariyerinin en meşhur smaçlarından birini, 2. maçta Nash'in üstünde gösteriyordu. 4. maçta, "MVP!" tezahüratları altında önce skoru eşitliyor, sonra da maçı kazandıran basketi buluyordu. 5. maçta Raja Bell tarafından yere seriliyordu ve bunu laf dalaşı izliyordu. Son olarak da, kaybettikleri 6. maçtaki 50 sayılık performansı

Sonunda Lakers, yedinci maçı 31 sayıyla kaybetti ve 3-1 önde olduğu seriyi verdi. Ama Kobe'nin son maçtaki performansı, yalnızca 3 üçlük kullanması ve ikinci yarıda sadece 1 sayı atması, uzun süre tepki topladı. Eleştiriler, Jordan'ı geride bırakmasının boş bir hayal olduğu şeklindeydi. Hayranları ise kadronun yeterince destek veremediğini vurguluyordu. 

Yine de "kolay vazgeçen" etiketi, üzerinde sallanmaktaydı -- iş etiği de kibri kadar karakteristik bir özelliği olan birine yapılmış derin bir kişisel saldırı (ve yıllar sonra bile tiksindiği başka bir tanesi). Sekiz Numara, golf sahasında bile eleştirildi. Charles Barkley ona "bencil" dedi. Kobe bir süre sonra, arayı düzeltmek için Inside The NBA'e çıktı.



O dönemde Kobe'ye destek veren az kişiden biri, TNT yorumcusu Kenny Smith'ti. 10 yıldan uzun zaman sonra bile düşünceleri değişmemişti: "Kendi kendini sabote ettiği maç için çok fazla kafa yorduğunu düşündüm."

Yaraya tuz dökermiş gibi, seri bittikten birkaç gün sonra, Nash'in ikinci kez üst üste normal sezon MVP'si olduğu açıklandı. Kader ya da ironi; Shaq ve Kobe'nin baskın güçler olarak görüldüğü yıllarda ödülü eve götüren, takımın sahadaki lideri olan Nash'ti. 

Ligin 20 yıldır görmediği bir hücum performansına rağmen 8 Numara, MVP sıralamasında (ikinci) LeBron James ve (üçüncü) Dirk Nowitzki'nin ardından dördüncü sırada gelmişti. Kobe 30 tane beşinci sıra oyu almıştı ve şimdi spor basınının önyargısı --tecavüz davası nedeniyle Lakers hanedanının parçalanması üzerindeki rolü-- mümkün olduğunca devam ediyordu. "Canımı sıktı mı?" diye soruyordu retorik olarak Kobe, yıllar sonra. "Elbette canımı sıktı." Daha da kötüsü Shaq bir ay sonra Miami'de, dördüncü yüzüğüne ulaştı. 

"8 numara ham Kobe'yi temsil ediyor" diyor Lil Wayne. Doğru. Finişe sekerek gelmesine rağmen, 8 Numara'nın bir Laker olarak sadakati inkar edilemez. Smaç yarışması, All-Star maçları, Jordan, Iverson, McGrady, Vince Carter, Kevin Garnett, Tim Duncan, Nowitzki ve James, Wade, Carmelo Anthony ve Gilbert Arenas gibi genç yıldızlarla olan mücadele vardı.

"Dağın zirvesi bu" diyor Anthony Gilbert. "Bazı insanlar hayatları boyu bu kadar şeye imza atıyor. 8 numarayken o kadar çok şey yaptı ki, 24 numaranın da önemli olacağını asla düşünemezdiniz." 

Daha genç bir nesil için, 8 Numara daha da yukarılarda bir yerde. "8 numaralı Kobe, bu oyunu oynamış en büyük oyuncu" diyor sonradan bir videoyla ünlenen eski kolej basketbol oyuncusu Carlos "Famous Los" Stanford. Kendisi Instagram'da basketbolla alakalı komik videolar çekiyor. Çok ciddi bir ses tonuyla, "23 numara ile kıyasladığımız kişi oydu" diyor. 

8 Numara, NBA'i sonsuza dek değiştirecek bir gençlik hareketinin ilk adımlarından birini derinden temsil ediyor. "O herkesten fazla çalışarak, gençliği şampiyon yaptı" diyor Lazenby, James'in Kobe'nin '29.000 sayıya ulaşan en genç oyuncu' rekorunu kırmasından bahsederken. "Kobe bu görev için önderlik etti."


NO. 8

KOBE BIRAKIYOR

Aşil tendonu sakatlığından dönüş, Kobe Bryant'ın vücudu onu yine yıkmadan önce sadece altı maç sürdü. Aralık 2013'te sol dizindeki bir kırık, sezonu kapatmasına sebep oldu. Sonraki yıl da sırt ağrıları, diz, aşil tendonu ve ayakları, sağ omuz sakatlığı sezonu kapatmasına sebep olana, yani Ocak 2015'e kadar onu dinlenmeye zorladı. 2015-2016 sezonu öncesinde bir baldır sakatlığı onu iki hafta hazırlık maçlarından uzak tuttu. Ne zaman bir sakatlık sonucunda kenara gelse, bir şekilde parkeye dönmenin yolunu buldu. Kariyerinin son üç sezonunda 24 Numara, mümkün olan 246 maçın 107'sinde sahaya çıkabildi.  

"Fiziksel açıdan ne kadar dayanıklı olduğunu insanların gerçekten anladığını sanmıyorum" diyor, Bryant'ın lise koçu Gregg Downer. "Birçok sakatlık geçirdi. Aşil tendonunu yırtmasından sonra faul atışlarını kullandı. Hasta hasta oynadı. Devre arasında ilaçlar aldı. Ama 20 yıl boyunca Lakers'a ruhunu ve yüreğini verdi." 

29 Kasım 2015'te Bryant, The Players' Tribune'de yayımladığı bir açık mektupla, 20. sezonunun NBA'deki son sezonu olacağını açıkladı. "Bu sezon, bende son kalanları da verdim. Yüreğim darbeyi kabul edebilir, zihnim mücadeleyi göğüsleyebilir ama bedenim elveda demenin vakti geldiğini biliyor" diyordu, basketbola yazdığı mektupta. "Ve sorun yok. Seni bırakmaya hazırım." 

Devam eden sezon, Kobe Bryant'ın elveda turuna dönüşürken, her şey 13 Nisan 2016 tarihini, Los Angeles Lakers ve Utah Jazz'ın Staples Center'da oynayacağı maçı işaret ediyordu. Bryant son kez bir NBA maçına çıkacakken Golden State Warriors, Memphis Grizzlies'i yenip Chicago Bulls'un 1995-96 sezonunda kaydettiği 72-10'luk normal sezon derecesini kırmanın arifesindeydi. İnsanlar hangi tarihî ânı izleyeceklerini seçmek zorundalardı.


Ve, en azından kültürün büyük isimleri için, açık olan tercih Bryant'ın son gösterisiydi. Arsenio Hall, David Beckham, Kanye West, Kendrick Lamar, Jay-Z, George Lopez, Jack Nicholson, Paula Abdul, Snoop Dogg ve daha fazlası, Kobe için biletlerini ayırtmıştı. Shaquille O'Neal bile, eski takım arkadaşlarının Nike'larını bağlamasını görmek için oradaydı. 

"Shaq'a baktığımda, sanki 'Ulan, Kobe'ye "40 atamazsın" dedim' der gibi bakıyordu" diyor maça giden Baron Davis. "Hasssssiktir, bu herif 40'ı da geçecek." 24 Numara elbette 60 sayı attı --50 şutta-- ve 37 yaşında bunu yaparak, NBA tarihinde bu rakama ulaşan en yaşlı oyuncu oldu. 

"Televizyonda onları yaptığında mı?" diyor, maçı Miami'den izleyen Lil Wayne, "acayip bir andı." O akşam ayrıca son yedi yıldaki sayı rekorunu kırmıştı -- 2009'da Madison Square Garden'da 61 sayı atmıştı. "NBA'deki son maçında klasiklerinden biri, eski günlerden bir parça" diyor Davis. "Saf eğlenceydi. Retro Kobe." 

Bitime 31.6 saniye kala maçı kazandıran şutu atmasının ve gelmiş-geçmiş en karizmatik emeklilik konuşması --Ne diyebilirim ki? Mamba kaçar-- ile basın toplantısını bitirmesinin ardından Bryant, her iki numarasının da o akşamlık işlendiği parkeye döndü. Elinde bir markör, işi basit tuttu ve 8 numaranın üstüne sadece "KOBE" yazdı. 24 numaraya gelip, 2'nin üstüne "ÖLENE KADAR LAKER," 4'ün üstüne de "KOBE 24" yazdı.

Oradaki onlarca fotoğrafçıdan biri olan Atiba Jefferson, o anları şöyle hatırlıyor: "Çok huzurlu, Zen anı... Birisinin kendi yansımasını gördüğünü hissettim, ama en mutlu şekilde. Çok iyi yaptıkları bir şeyi geride bırakanları tanıyan biri. Sorunları vardı. Onlarla başa çıktı ve gelişti." 

On yıl önce, 2006 Playoffları'nda Suns'a elenmelerinin ardından, Inside the NBA'de Charles Barkley şöyle sormuştu: "Gerçekten... neden numaranı değiştin?"

"Bilirsin..." dedi Bryant, uzun bir sessizlikten önce, "8 numara bir süredir benimleydi, malum. Ama artık başka bir şeye doğru gitmem gerektiğini hissettim. İtalya'dan buraya geldiğimde ilk seçtiğim numara 24'tü. Benim için yeni bir başlangıç gibiydi. Kariyerimin ikinci yarısı da bu anlama gelecek."

Kobe Bryant, 1996 yılında NBA'e kendini aramakta olan bir ergen olarak, atletik dominasyonuyla girdi. Bir onyıl sonra aynı şeyi aramak için 8 numarayı bir kenara ayırdı. Ya şimdi? İki forması da emekli edilirken ve Hall of Fame'e adayken Bryant, 8 Numara ve 24 Numara olarak kendisine ve Lakers'a verdiği sözleri tutmaya devam ediyor. Hayatının geri kalanında kaç tane sözü bulunduğunu ise yalnızca Kobe bilir.

(Orijinali için şuradan.)

Yorumlar