United Center boştu -- Michael Jordan, şoförü ve yakın dostu George Koehler ve kişisel antrenörü Tim Glover hariç. Bu üçlü toparlanıyordu ve en son yaşananları düşünüyordu. Orlando Magic, Jordan'ın belki de daha sonra gerçekleşmesi gereken dönüşünü mahvetmişti. Bir beyzbol oyuncusunun sahip olması gerektiği gibi daha ağır bir vücuda sahipti ve bu 17 aylık ara sonrasında ara ara parlak perfomans gösterse de, durumu genel olarak pek matah değildi. Ama bu elenme aptalca ve tiksinç geliyordu. Hattâ küçük düşürücü.
Jordan hâlâ bir basketbol oyuncusu olarak en yüksek standartlara sahipti ve ondan iyi durumda görünen herkese --ligin gelecekteki yıldızları olarak görülen Shaquille O'Neal ve Penny Hardaway'e dahi-- karşı öfkeliydi. Horace Grant galibiyeti takım arkadaşlarının omuzlarında mı kutladı? Jordan'ın salonunda? Nick Anderson onun 45 numarayla 23 numaradaki gibi olmadığını mı söyledi?
Herhangi bir yenilgi Jordan'a uymuyordu ve bu geç saatte yapılan konuşmada geri dönüp onlara bunu ödetmeyi planlıyordu. Magic'e karşı. Tüm lige karşı. Ve özellikle bırakırken tartışmasız en iyisi olduğu sporda nihayet onu düşerken yakalamayı uman değerini azaltma peşindekilere.
Konuşma, Tim Grover, Jordan'ın çalışmaya dönmesinin pek zaman almayacağını anlayıp ayağa kalktığında sonuca bağlanmıştı. "Yakında görüşürüz Mike" dedi.
"Hayır" dedi Jordan. "Yarın görüşürüz."
Grover saate baktığında gece yarısını geçtiğini gördü. Yarın, artık bugün demekti.
Jordan'ın kariyerinin en başarılı sezonları --yani yüksekten uçan, çok sayı atan ama hiçbir şey kazanamayan oyuncudan kazanmayla özdeşleşen ikonik bir markaya dönüştüğü zaman-- 'Bad Boy' Detroit Pistons'ının aşırı agresif savunmasıyla darbelerine karşı koyma ve kendi cezalandırma yöntemini uygulamak için güçlenme kararından sonrasına tesadüf eder.
Grover, Bulls'un 1989'da Detroit'e üst üste ikinci kez elenmesinin ardından Jordan'ın bir cümlesini okur ve bunun kendi çalışma metotlarını profesyonel basketbol oyuncuları üstünde denemek için bir fırsat olduğuna karar verir. Illinois Üniversitesi'nde basketbol oynamışlığı olan Grover, Jordan'a ulaşmak için farklı bir yol kullanır. Kendisini yıldız oyuncuya ulaştırmaları umuduyla Bulls kadrosundaki diğer 14 oyuncuya kişisel antrenörlük öneren mektuplar yollar.
Bulls baş kondisyoneri ve doktoru, o zamanlar yerel bir klinikte çalışan Grover'a ulaştı ve kadrodan bir oyuncunun gerçekten onunla çalışmakla ilgilendiğini söyleyene dek bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Ona sunum yapması için bir saat ve adres verdiler. "Kim olduğunu bana söylememişlerdi" diyor Grover. "Burası, Michael'ın o zaman yaşadığı, gayet normal bir şekilde kapısını çalabileceğin mütevazı evdi. Kimi göreceğimi bilmiyordum. Kapı açıldı. Micheal Jordan."
Grover'ı içeri buyur etti. Yarım saat civarı konuştular. "Bana 30 gün vermesini söyledim" diyor Grover." 30 gün, 15 yıla dönüştü."
Grover Jordan'dan önce hiçbir profesyonel sporcuyla çalışmamıştı ama bu ilişki onu Scottie Pippen, Charles Barkley, Kobe Bryant, Dwyane Wade ve daha birçoklarına ulaştırdı. "Michael benimle ya da bensiz de dünyanın en iyisi olurdu" diyor Grover. "Ben orada biraz daha kalmasına yardım ettim. Onun ya da ebeveynlerinin dışında kimse övgüyü hak etmiyor. O seviyede kalmasına yardımcı oldum. Kendi mükemmellik seviyesinde kalmasına yardımcı oldum."
Jordan'la alakalı yaygın durumdaki yanlış kanı, Pistons'a elendikten sonra salona girip kaslandığı ve sonra kazanmaya başladığı. Tam olarak öyle değil. Grover onun güvenini kazandı çünkü ilk strateji yalnızca kas oluşturmak değil, daha çok, patlayıcılık ve hız için bir temel oluşturmak adına ayak bileği ve kasık gibi geçmişte sakatlık geçirdiği yerleri ele almaktı. O noktadan itibaren, Jordan yavaş yavaş istenen kiloya ulaşacaktı. Grover buna 96 ile 98 kilo arası diyor.
"Sporcular hakkında hep şöyle cümleler duyarsınız: 'Evet, yaz boyunca 8-10 kilo kas yapmış.' 10 kilo kas kütlesi eklemenin ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Fiziksel olarak neredeyse imkansız. " Gülerek ekliyor Grover: "Tâ ki, bir destek almadığınız sürece. Artı, bir sporcuyla çalışıyorsanız, oyunu Michael gibi temizse, onun yavaş yavaş kilo almasını ve yavaş yavaş güçlenmesini, bedeninin yaptıklarına alışmasına izin veriyorsunuz. Yani ne yaptık, her sezon ona 2.5 kilo ekledik. Eğer '2.5 kilodan sonra nasıl hissettin?' diye sorduktan sonra 'İyiyim' dediyse biraz daha ekleme yapardık.
Jordan'ın başarı ve şöhretin zirvesine ulaştıktan sonra aldığı emeklilik kararı, Bulls'un şampiyonluk üçlemesinin kendisine verdiği zihinsel ve fiziksel zararı gözlemleyen Grover'ı şaşırtmadı. "Daha çok mental bir ara gibiydi" diyor Grover. Ancak bu emekliliğin profesyonel bir beyzbol oyuncusu olma hayaline dönüşmesi, Grover'ın geri adım atmasına sebep oldu. O da Jordan'ın planlarını vatandaşla aynı anda öğrendi.
"Tamamen farklı bir antrenman metodolojisi, farklı bir rejim gerekeceğini, bir antrenman metodunun diğerine zarar vereceğini söyledim" diyor Grover. " Cevabı Ben varım' oldu. Ben de 'Tamam o zaman' dedim."
Grover onu liseden beri oynamadığı bir spora hazırlayabileceği en iyi planı yapmak adına araştırma için birkaç hafta istedi. Beyzbol maçlarını çalıştıktan ve --tıpkı Bulls gibi Jerry Reinsdorf'un sahibi olduğu-- Chicago White Sox organizasyonunun Jordan'a temel mevzuları öğretmesine izin verdikten sonra Grover, onun gibi basketbol için ortalama ama beyzbol için uzun kaçan bir oyuncu için işe yarayacak, kişiselleştirilmiş bir plan formüle etti.
"Basketbolda nasıl oynadığını görüyorduk. Üniversiteden kayıtlar var. NBA'deki ilk yıllarından maçlar var, orada yere nasıl konduğunu görebilirsiniz. Böyle iter, böyle açılır, bazı şeyleri şu şekilde yapar vs." diyor Grover. "Ama beyzbol için böyle kayıtlar yok. Yani her seferinde ayarlamalar yapacaklar, ben ayarlamalar yapmalıyım, o da ayarlamalar yapmalı... Zorlayıcı bir süreç. Ve herkes onu tanıyor. Onu besleyen de bu."
Jordan beyzbola hazırlanmak için üç aya ihtiyaç duydu. Grover 5-7 kilo kadar kas eklemesini ve daha önce profesyonel bir sporcu olarak yaptığı her şeyle çelişen bir şekilde kaslarını özelleştirmesini istediğini söyledi: "Bir beyzbol topu atmak için kullanılan kaslar farklıdır ve açılar, basketbol topu atmak için kullanılan açılar ve kaslardan tamamen farklıdır. Bir basketbol topu atmak için bir nevi yay gerersiniz ki, böylece çemberi daha iyi kullanabilesiniz. Beyzbolda ise sahada bir yaya gerek yok, çünkü saha dışına dönmesi çok uzun sürecek. Bir şut için adım atmak, beyzbol topuna vururken adım atmaktan çok farklı. Beyzbolda topa vurmak için kalçanı kullanış şeklin, basketbolda savunma yaparken veya şut atarken kullanış şeklinden tamamen farklı."
Birmingham Barons ie beyzbolun ikinci liginde oynamak ve maçlara otobüsle gitmek, dünyanın en çok tanınan profesyonel sporcusu olarak üstüne aşırı düşülen bir ortamda olmaktan aşağı seviyeye inmek demekti. "Ama bilirsiniz, o hâlâ kraldı" diyor Grover, "çünkü herkes onu görmek için can atıyordu. Otobüsteki herkes, takımdaki herkes 'İşte Mike, Mike orada' diyip duruyordu. Ve tüm o fısıltıları duyuyorsunuz. Başlarda ona yaklaşmak istemediler, ama sonra trash-talk başladı, ardından masa tenisi maçları ve diğer şeyler geldi. Ama beyzbol sahasındaki rekabet hiç durmadı. Tüm kondisyon çalışmaları ve antrenmanlar, basketboldaki gibiydi. İdmana ilk olarak o gelirdi, en çok o çalışırdı; medyayla, ona muhalefet olanlarla uğraşırdı. Tamamen aynı durumda değildi tabii ama spot ışıkları yine onun üstündeydi."
Grover, beyzbol oynadığı süre dahilinde en ağır hâlinin 105 kilo olduğunu söylüyor. Ama Jordan'ın en üst seviyede oynama umutları 1994 sezonunun sonunda patlak veren ve 1995'e de sıçrayan maaş görüşmeleri yüzünden yıkıldı. Lig yedek oyuncularla devam etmeye hazırlanıyordu ama Jordan bunu kabul etmedi ve dünyayı şoke edecek o âna hazırlanmak üzere Mart ayının başlarında Chicago'ya döndü.
"Birmingham'dan ayrılıp Chicago'ya geri döndüğümüzde tekrar basketbol oynayacağını bilmiyordum" diyor Grover. "Şöyle dedim: 'Michael, tahminime göre vücudunu tekrar bir basketbol oyuncusuna çevirmek ve Michael Jordan'ın olmak istediği basketbolcuya geri döndürmek için yeterli zaman yok. Çünkü sadece mükemmelliğe razı olacağını biliyorum. Ona rağmen şimdi ligin yüzde 75, ya da 80'inden daha iyi mi olacaksın? Belki. Yüzde doksan? Evet. Ama aynı seviyede olacağını sanmıyorum. 18 ay uzak kalmak -- yalnızca antrenman değil, zamanlama açısından da çok şey var. Parkta oynamayacaksın, tekrar dünyanın en iyilerine karşı oynayacaksın.'"
1995 yazı Jordan'ın, Bulls'un şampiyonluk döneminde oraya ulaşamadığı tek sezonu geride bıraktığına bakılmaksızın benzersiz olacaktı. Jordan ayrıca, Los Angeles'ta Space Jam'i de çekiyordu -- uzun süre boyunca Jordan'ı tek bir yerde sabit tutacağı için Grover'ın bir nimet olarak gördüğü zaman dilimi. Çekimler başlamadan önce Jordan'ın temsilcileri David Falk ve Curtis Polk, Grover'ın oradaki ekibe, Jordan çekimlere ara verdiğinde neye ihtiyacı olacağını bildirmesini sağladı. Grover oraya gitti ve otoparkın bir bölümünü basketbol sahasına dönüştürme planı gereğince her iki uca birer çember yerleştirilip çizgiler çizildiğini görünce şaşkınlıktan kalakaldı.
"Michael Jordan bir otoparkta basketbol oynayamaz. Bu olmayacak."
Grover, yönetmen Joe Pytka'yı ve yapım ekibini klima, nizami bir NBA sahası, soyunma odası, TV odası ve oyun masası içeren bir tesis inşa etmeleri için ikna etti. Warner Bros bunu yapmak zorunda kaldı ve Jordan Sahası adı verilen bu mekan, NBA oyuncuları için uğrak yeri hâline geldi.
"Böyle bir yenilgiden çıkıp, yazın formunuzu kazanmak istiyorsanız, en iyilere karşı oynamanız gerek. Liseli çocuklara karşı değil. Eski üniversite oyuncularına karşı değil. Üniversitelilere karşı da değil. Kendinizi sınamanız için en iyilerin de iyilerine karşı oynamanız gerek" diyor Grover. "Herkes oradaydı. Dennis Rodman oradaydı. Juwan Howard. Reggie Miller. Liste uzayıp gidiyor. Magic Johnson. Sadece basketbolcular da değil, tüm film yıldızları -- bildiğin, sıraya dizilmişlerdi. Onunla tanışmak için kuyruk olmuşlardı."
Maçlar Jordan'ın formunu bulmasına yardımcı oldu, ama aynı zamanda avantaj da sağlıyordu çünkü o, formda kalmaya çalışmıyordu. Domine etmek için ne gerektiğini çözüyordu. "Herkes sandı ki, yalnızca maç yapmaya geliyorlar, ama o herkesi gözlüyordu" diyor oraya davet edilme şerefine nail olan NBA oyuncularından biri olan B.J. Armstrong. "Tüm güm çekimlerdeydi ve akşam da maç yapıyorduk. Onun için çok mühim bir gözlemci raporu gibiydi. Barkley'nin ne yapacağını biliyordu. Reggie Miller'ın da. Bunu kullanıyordu. İtibarını tekrar kazanması gerektiğini biliyordu."
Jordan aynı zamanda vücudunu beyzbol modundan çıkarmalıydı -- potaya hücumlar için daha uygun bir ağırlığa inmeli ve zihninin istediklerini yapmak için kas hafızasını yeniden tetiklemeliydi. Önceki sezonda oynadığı 27 maç geri döndüğünü düşündürmüş olabilir ama Grover ona baktığında şortlu bir beyzbol oyuncusu görüyordu.
"David Falk ve benim gibi onu çok iyi tanıyan kişiler, 55 sayılık performansa ve diğer yaptıklarına şahit olsa da, eskisi gibi olmadığını aksettiren, oyunundaki ufak ayrıntıları görebiliyorduk, ki bunlar taraftarın ya da ortalama izleyicinin anlayamayacağı şeyler" diyor Grover. "Ama nasıl sıçradığını, ayaklarını nasıl koyduğunu, cut yapma şeklini bilen ben, bu hareketleri yaptığını ama olması gerektiği gibi, Michael'ın yapması gerektiği şekilde yapamadığını görüyordum."
Jordan'ın o yaz basketbola dönme konusunda gösterdiği kararlılık, Grover'a ligin yakında acı çekecek olduğunu anlatıyordu. Basketbolcu vücuduna geri dönen Jordan, başka bir rakibin kendisini geride bırakmasına izin vermeyecekti.
Grover, Jordan'ın sonraki üç sezonda yaptıkları için bu süreçte giriştiği hazırlığı, vince asılı çelikten bir topla kıyaslıyor: 72 galibiyetlik normal sezon, ikinci üçleme, O'Neal ve Hardaway'in sürüklediği Orlando'nun haşat edilmesi, bir gribin üstesinden gelmek, Karl Malone ve John Stockton'ı safdışı bırakmak.
"O top çoktan geri geri çekilmiş, her şeyi yıkmak için hazırdı" diyor Grover.
(Orijinali için şuradan ama paralı maalesef. Göktuğ'a teşekkürler.)
Yorumlar
Yorum Gönder