Orlando Magic, 1990-91 sezonunun ilk iki haftasında taraftarlarına sevinecek pek bir şey sunmamıştı. Ligdeki ikinci sezonunu geçiren kulüp, gelişim sancıları çekiyordu. Sezonu 6-23 ile açmışlardı.
Ama 30 Aralık 1990'da bir Magic oyuncusu, henüz hiçbir NBA oyuncusunun tekrarlayamadığı bir şey yaptı.
Oyun Kurucu Scott Skiles, Orlando Arena'da Denver Nuggets'ı 155-116 yendikleri maçta tam 30 asiste imza attı.
1. Bölüm: Doğru Rakip
Paul Westhead tarafından yönetilen Nuggets, müthiş hızlı bir oyun stiline sahipti. Westhead, Loyola Marymount Üniversitesi'nde ortaya koyduğu oyunu NBA'e taşımıştı. Amacı, takımın kullandığı hücum sayısını maksimize etmekti. Nuggets erkenden kullanılan şutlara ve üçlüklere bayılıyordu. İşe yaramamıştı. Bazı ilk 5 oyuncularını da sakatlığa kurban veren Nuggets, o akşamki maça 6-22 ile giriyordu.
Scott Skiles (Magic oyun kurucusu): Hemen atıyorlardı, top kimdeyse sahayı kat edip şutu yolluyordu. En fazla 1-2 kez yere vurup şutu gönderiyorlardı. O zamanlar stilleri buydu. Bunun farkındaydım. Hep bunu göz önünde bulundurarak oynadım. Tarzları bu olmasa, o gece rekoru kıramazdım.
Tim Legler (Nuggets şutör guardı): Hiç şüphe yok. Paul Westhead'in yönetiminde oynayan bir takımdık ve mümkün olduğunca çok pozisyon elde etmeye çalışıyorduk. O sezonun en çok sayı atan takımıydık. Yani tüm o ekstra pozisyonların yaratıldığı bir oyunda rekor için uygun bir ortam oluşuyor ama yine de birçok şartın yerine gelmesi gerek tabii.
Joe Wolf (Nuggets pivotu): O yıl bana gerçekten sıkıntı veren tek şey, hızlı hücumu başlatmak için attığım uzun menzilli paslar yüzünden fazla mesai yapan omzumdu.
Brian Hill (Magic asistan koçu): Oyunun evrildiği nokta sebebiyle idmanda her gün hızlı hücum alıştırmaları yapıyordunuz. Eminim Scott da böyle hissetmiştir: Muhtemelen ilkokuldan beri öğrendikleri 3'e 2 veya 2'ye 1 çalışmalar gibi yani. Çabuk gelip hemen şutu kaldırıyorlardı ve bu da uzağa seken ribaundlara sebep oluyordu. Böylece hızlı hücum fırsatı doğuyordu.
2. Bölüm: Rahat bir galibiyetin anatomisi
Magic, Nuggets'ın stratejisini onlara karşı kullanmak istedi. Orlando'nun hedefi iyi savunma yapmak, rakibi top kaybına zorlamak ve geçiş hücumlarında kolay sayı bulmaktı. Maç, cesaretle ama aynı zamanda yetenekle oynayan Skiles için biçilmiş kaftandı. Skiles, ligdeki ikinci yılını geçiren Nick Anderson'a asıl ismi olan 'Nelison'ı kullanarak seslenmeyi seviyordu.
Orlando hava atışından itibaren Denver'a karşı üstünlük kurmuştu. İlk çeyreği 35-23 önde bitirdiler ve ikinci çeyrekte de üstünlükleri devam etti. Devre arasına 32.5 saniye kala power forvet Jeff Turner'ın bulduğu sayıya verdiği asistle Skiles, ondördüncü asistine ulaşmıştı.
Nick Anderson (Magic guard/forveti): Sürekli "Nelison! Koş! Koş!" diye bağırıyordu. Acayip eğlenceliydi. Söyleme şekli sebebiyle gülmeden duramıyordum çünkü Scott'ı tanıyordum. Onu söylerken arkasında bir vurgu vardı. Çok komikti. En çok zevk aldığım maçlardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Dennis Scott (Magic guard/forveti): Denver'ın yüksek tempoda oynadığını ve savunmasında sorunlar olduğunu biliyorduk, çünkü sizden daha fazla sayı atmaya çalışırlardı. Ama lige yeni giren bir takım için, şut sokacak çok fazla oyuncuya sahiptik.
Scott Skiles: İyi bir maç geçiriyorduk. Bu açıktı. Top sürekli hareket halindeydi. Bizimkiler isabet buluyordu, onlar bulamıyordu. Sürekli kaçırıyorlardı. Benim açımdan ideal bir maçtı, çünkü takım arkadaşlarımı bulabiliyordum ve onlar da gerekeni yapıyordu.
Al Albert (Nuggets, TV spikeri): Delik-deşik durumdaki Nuggets savunmasını iyice paramparça ediyordu. Eğer bir boks maçı olsaydı, hakem kesin durdururdu.
3. Bir fırsat doğuyor
İnsanların bu maçla ilgili unuttuğu şey, aslında Skiles'ın rekoru kırmaya niyetinin olmaması. Maçta kaydettiği 22 sayının 13'ünü son çeyrekte bulmuştu.
Ama maç ilerledikçe, Skiles'ın 'bir maçta en çok asist yapan oyuncu olma' rekorunu kırma şansı bulunduğu ortaya çıktı. Rekorun sahibi Kevin Porter'dı. 24 Şubat 1978'de New Jersey Nets formasıyla Houston Rockets'a karşı çıktığı maçta tam 29 asist yapmıştı.
Magic koçu Matt Goukas, devre arasında Skiles'a rekora yaklaşmış olduğunu söylemişti.
Scott Skiles: Boşsam hemen şutu yolluyordum. Oyunuma bakıyordum.
David Steele (Magic radyo spikeri): O zamanlar İnternet yok, hangi alanda rekorların ne olduğunu kontrol etmek için akıllı telefon ya da iPad filan yok. Yanımda bir NBA rekorlar kitabı taşırdım -- Maçın bir noktasında --ya üçüncü çeyrek, ya da son çeyreğin başları-- merak edip NBA asist rekoruna ve sahibine baktım.
Scott Skiles: O yıl epey süre buluyordum. Bir serbest atış anında mı ne, Matty'nin yanında duruyordum, ona kenara oturmakla alakalı bir şey söyledim. O da bana "Bir asist daha yaparsan rekoru kıracaksın" dedi. Sanırım anonsçu çoktan bununla ilgili bir şeyler söylemişti. Hiç farkında değildim.
Tim Legler: Her akşam rakipten daha fazla sayı bulmaya çalışıyorduk ve kolay bir baskete izin versek de pek önemli değildi -- çünkü 5 ya da 7 saniye sonra yine sayı bulacaktık. 48 dakika sonunda sizi yenmiş olacaktık. Olaya bakışımız bu şekildeydi. "Adam rekora gidiyor, buna izin vermeyeceğiz" gibi tartışmalara gireceğimizi düşünmek, defansif bir reflekse sebebiyet verirdi. O takımda gerçekten savunmaya pek odaklanmıyorduk.
4. Bölüm: 'Ice' neredeyse Skiles'ı donduruyor
Bitime 6.57 kala Skiles, 29. asistine ulaştı ve Porter'ın rekorunu egale etti. Bunu 3'e 2 ilerleyen bir hızlı hücumda yapmıştı. Skiles hızla ilerlerken, solundan gelen takım arkadaşı Michael Ansley'ye bakarak topu sağına, pozisyonu smaçla bitirecek olan Jerry 'Ice' Reynolds'a verdi.
Ama sonra Skiles'ın momentumu, Reynolds yüzünden birazcık azaldı.
Jeff Turner: Asıl komik anlar maçın sonlarındaydı. Biz durumun farkındaydık. Ama Jerry Reynolds topu aldıktan sonra hemen yere vurmaya devam ediyordu ve sonra da sayı buluyordu. Ve topu her yere vurduğunda Scott bir asistten oluyordu.
Dennis Scott: Ice Reynolds, topa masaj yapmayı sevenlerden biriydi: Topu al, dripling yap ve havaya gir.
Nick Anderson: Onun oyunu böyleydi: Topu yere vurup potaya uzanmak. Ya da topu bir kere yere vurup şutu yollamak.
Jeff Turner: Hepimiz neler olduğunun farkındaydık. Ama nedense Jerry bundan habersiz görünüyordu. Biraz komikti bu. Sonra olay şuna döndü: "Ice, şut at! Topu yere vurma! Sadece şut at!"
Scott Skiles: Kenara gelmek istemedim. Maç farka gitmişti ve ben çok süre almıştım.
Jerry Reynolds (Magic guard/forveti): Sanırım benim dışımda salondaki herkes biliyordu. Şutlarım girmiyordu, o yüzden potaya yükleniyordum. Sonra Scott bana doğru gelip "Şut atmaya devam et" dedi.
O gün salonda bulunduğu açıklanan 15.077 kişi, Skiles topu her eline aldığında onu alkışladı. Bitime 25 saniye kala ve Skiles'ın 29 asisti varken Magic topu kenardan oyuna soktu. Skiles topu aldı, karşı yarı sahaya geçti ve topu hemen üçlük çizgisi üstündeki Reynolds'a attı. Salondaki herkes merakla ayağa kalktı. Reynolds topu yere vurmadan şutu yolladı.
Tim Legler: Geçiş savunmasında o pozisyona dahil olduğumdan ve koşup o şuta kaldırdığımdan eminim.
David Steele: Top onun elinden her zaman tuhaf şekilde çıkıyordu ve sağdan sola doğru dönüyordu. Potaya doğru kıvrılıyor gibi gelmişti. Temiz bir isabet değildi. Çembere çarptı ve çember biraz sallandı.
Nick Anderson: Taraftarlar çok güzel reaksiyon göstermişti. Onu ayakta alkışladılar. Onu en az diğer oyuncular kadar seviyorlardı. Soyunma odasında harika bir ortam vardı. Herkes Scott için mutluydu.
Dennis Scott: Tanrı vergisi yetenekleri çok fazla olmayan biri için çok güzel bir takdir görme şekliydi. Ama o en iyi kabiliyete sahipti aslında: İki kulağının arasında olan şeye yani.
5. Bölüm: Sonrası
Reynolds'ın atışının ardından Skiles'ın yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi ve salondaki kalabalık çıldırdı.
Magic'in 155 sayısı, bugün halen kulüp rekoru.
Ve Skiles hâlâ bir maçta en fazla asist yapan oyuncu rekorunu elinde tutuyor. 15 Ocak 1991'de John Stockton, Utah Jazz'ın San Antonio Spurs'ü 124-102 yendiği maçta 28 asist yaptı. Rekora en çok yaklaşan performans buydu.
Skiles, 29 Temmuz 1994'te takas edilmeden önce Magic'te üç tam sezon daha oynadı.
Kendisi rekor hakkında konuşmamayı tercih ediyor. Joe Wolf'la bile, Wolf Bucks'ta onun yardımcısı olmasına rağmen, bu konuda pek fazla konuşmadı. Orlando'da görev alırken de, yine o maçta oynamış olan Anderson, Hill, Turner ve Steele dahil olmak üzere pek çok kişiyi neredeyse her gün görüyordu.
Scott Skiles: Bu konu hakkında konuşmayı sevmediğimden değil. Bir oyuncu olarak gerçekten üst düzey bir takımda yer alma fırsatını yalnızca çaylak sezonumda bulabildim ve yalnızca 13 maçta oynayabilmiştim. Kariyerimin geri kalanında iyi bir takımda yer alamadım. Orlando haklı olarak boşluk yaratmak için beni yolladı ki, Horace Grant'i alabilsinler. Gayet mantıklı bir hamle bu. Ve bu yüzden, her tür bireysel başarı hakkında konuşmaktan daima rahatsız olmuşumdur. Oynadığım harika bir takımdan bahsetmeyi yeğlerim. Böyle yani. Kariyerim bitti ve bu, benimle kalan tek şey bu. u rekoru gerçekten iyi bir takımla finalde oynamak ya da bu tip bir şeyle gözüm kapalı değişirdim.
Joe Wolf: Bir Scott Skiles cümlesi kullanacağım: "Herkesin bir anı defteri vardır." Harika bir laf bu. Herkesin iyi oynadığı maçlar, geçmiş başarıların hatıraları var. "Herkesin bir anı defteri vardır." Her zaman bunu der. Belli bir seviyeye ulaşırsın ve bu doğrudur. Herkesin geriye dönüp bakınca "Bir keresinde 40 sayı atmıştım" falan dediği bir anı defteri vardır. Ama bugün ne yapıyoruz? Ve onun koçluk yapma şekli bu. Bence bu harika bir felsefe.
Dennis Scott: Oyun hakkındaki bilgisi -- işte bu yüzden şu anda o çok iyi bir koç ve bu yüzden insanlar bana "NBA'de oynamakla ilgili en güzel anılarınız nelerdir?" diye sorduğunda bu maç, hakkında konuşmaktan en çok keyif aldığım 2-3 şeyden birisi. Sonuçlardan birisi de şu: O maçta oynadığımı ve rekoru kıran kişiyle birlikte oynadığımı söyleyebiliyorum.
Tim Legler: Yenilmiş olsak da, böyle tarihî bir maçın --bence hiç kırılmayacak bir rekorla-- bir parçası olmak gerçekten güzeldi.
Scott Skiles: Şimdilerde yeterince çok koşan, birçok şutörü sahaya yerleştirip boş şut bulan takım var -- yani sadece an meselesi. Bir ara birisi bunu geçecek. Uzunca süre bu şekilde kaldı. 90'larda işler biraz daha yavaşladığında, bunu yapmak daha zor görünüyordu. Ama şimdi oyun biraz daha açıldı. Yani evet, bir noktada birisi bu işi yapacak.
Jeff Turner: Ama aynı zamanda, takımlar şimdi hızlı oynuyor ve kimsenin 30 asiste yaklaştığını görmüyorsunuz. Bu rekor kırılabilir mi, bilmiyorum. Bunu yapabilecek oyuncu için çok özel bir gece olurdu.
Scott Skiles: Bir noktada rekorun kırılmasını istiyorum ki artık bu konuda konuşmak zorunda kalmayayım.
(Orijinali şurada. O dönemin Magic'iyle ilgili genişçe bir sözlü tarihin çevirisi de şurada.)
Yorumlar
Yorum Gönder