Vince Carter takasının hemen ardından Raptors teklemeye başlamıştı. Kulüpteki ilk sezonunu geçiren koç Sam Mitchell, eğlenceli ve yüksek tempolu bir basketbol oynatıyordu ama pek fazla galibiyet gelmiyordu. 26-36'lık derecesiyle Raptors, playoff'un 5 buçuk maç uzağında, daha yukarılara yükselme peşindeki birkaç takım ile birlikte çabalıyordu. Olumlu bir taraf varsa, o da ikinci sezonunu geçiren yıldızları Chris Bosh'ın etrafında etkili ve sahaya yayılmayı bilen tarzda bir hücum oluşturmayı öğreniyor olmalarıydı.
Sam Mitchell (koç): Bilirsiniz, tüm bunlar ve üçlük atışlarla ilgili benim için garip olan şey şu: Kimse yönettiğim takımlardan ve üçlük konusunda yaptıklarımızdan bahsetmiyor. Kimse bu konuda hakkımızı vermedi. İnanılmaz bir şey. Herkes bana eski kafalı bir koç olarak bakıyor. Raptors'ı yönetirken üçlük atışlarda lig lideriydik.
Teknik olarak Raptors, sezonu 3 sayılık atışlarda üçüncü (maç başına 20.5) ve üçlük yüzdesinde ikinci (maç başına 38.5) tamamladı. Ayrıca tempoda onuncu ve hücum reytinginde onbirinci sırada yer aldılar.
Sam Mitchell: Ama çılgınca olan ne, biliyor musun? Çılgınca olan şu: Analitik bir bakış açısıyla bunun hakkında hiç konuşmadık. Açıkçası, üçün ikiden daha fazla olduğunu anladık. Ama avantajımız olduğunu düşündüğüm şey buydu. O takım hakkında genel olarak hatırladığım şey, gücümüze göre oynamamızdı. Bir koç olarak, gücümüze göre oynamamıza izin verip çenemizi kapamamız gerektiğinin farkına vardım.
Chris ve diğer oyuncular böyle oynamamız gerektiğini anladılar, sonrası kolaydı. Çocuklar bunu kabul etti, bundan zevk aldılar ve sonra da üçlük ağırlıklı bir takım kurduk. Yapıyı bu şekilde inşa ettik. Üçlük atacaktık, savunma üstümüze koşarken hiçbir şey yokmuş gibi üçlük kullanacaktık. Kadromuzda Matt Bonner, Donyell, Mo (Morris Peterson) ve üçlük atabilecek başka bir sürü oyuncu vardı. Yani bir noktada koç olarak, oyuncuları yapamayacakları ve yapmaktan çekinecekleri bir şeyi yapmaya zorlamak yerine iyi oldukları şeyleri yapmalarını sağlayın ve oynamalarına izin verin.
Donyell Marshall (yedek power forvet): Gerçekten ve hakikaten, o yıl Sam Mitchell tempolu oynamamızı ve maç başına 100 şut atmamızı istedi. Yani ben ve Skip (Rafer Alston) için bu oyun tarzının çok uygun olduğunu ve iyi iş çıkaracağımızı biliyorduk. Geçiş hücumu esnasında potaya gitmeyi severdi ve ben de hareketli ve şut atan bir 4 numara olduğumdan bu yaklaşımın işe yarayacağını biliyorduk.
Rafer Alston (ilk 5 oyun kurucu): Tempo diyebilirim. Bosh'a odaklanmalarına göre ya da bazen Jalen'a (Rose) ikili sıkıştırma getirdiklerinde daha fazla üçlük atma şansı buldum, yani üçlüklerim ikili sıkıştırma ve yardım yoluyla geliyordu. Ama o zaman için Doğu Konferansı'nda pek görülmeyen bir tempo ile oynadık. Ve ilerlememize yardımcı olan şey buydu. Bu yüzden, playoff yapamasak da, o tempomuzla birlikte her akşam tehlikeli bir rakip haline geliyorduk.
Milt Palacio (yedek oyun kurucu): Hiç bencil değildik. Sahip olduğumuz dinamik açısından şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Çok çok iyi bir kimyaya sahiptik. Gördündüğümüzden daha yetenekli olduğumuzu düşünüyordum. İşin defansif kısmına kendimizi pek vermiyoruz gibi hissediyordum. Bir savunmacı olarak bunu daima söyleyeceğim. Ama o sezon özeldi, çünkü o takımda bazı özel oyuncular vardı.
Rafer Alston: Eğlenceli bir yıldı. Takımla ve kendimle ilgili bazı durumlara karşın harika bir yıl geçirdim. Orada oynamak harikaydı.
Philadelphia 76ers ile oynanacak bir maçları vardı. İlk sezonunu geçiren Jimmy O'Brien'ın önderliğindeki 76ers, Allen Iverson'ın kulüpteki son dönemlerine girilirken, playoff sınırının etrafında dolanmaktaydı. Yine de iyi savunmaları sayesinde Raptors'ı sezon içinde iki kez yenmişlerdi. 13 Mart 2005'te, Air Canada Centre'da ise işler farklı ilerleyecekti.
Kyle Korver (76ers şutör guardı): Aman Tanrım, o maçı hatırlıyorum.
Donyell Marshall: Benim için Sixers'a karşı oynamak her zaman harikaydı. Philadelphia'ya 45 dakika uzaklıktaki Reading'denim ben ve ailemle arkadaşlarımın bu maçları her zaman izlediklerini biliyorum. Yani kullandığım şutlar için hiç çekinmiyordum bile. Açıkçası takımın iyi oynaması ve kazanması için çabalıyordum ama daha çok, izleyerek ve idolleştirerek büyüdüğüm takıma karşı, arkadaşlarım ve ailemin beni evde izlediğini bilerek sahada yer alıyordum.
Rafer Alston: MVP Allen Iverson'a sahip bir playoff takımıyla zorlu bir Doğu Konferansı kapışmasına çıkıyorsunuz; bu yüzden bizim için önemli bir maçtı. Ama hepsinden önemlisi, Donyell'ın ne kadar odaklandığını hatırlıyorum.
Donyell Marshall: Her maçtan önce çıkıp şut atardım. Yine aynı rutini yaptım. O zamanki asistanlardan biri, son şutumda her zaman elini yüzüme doğru tutardı. Çok yakında duran bir savunmacıyı taklit ediyordu işte. Bu yüzden sahadan içeriye girmeden önce her zaman arka arkaya üç tane isabet bulmak zorunda kalıyordum. O günü hatırlıyorum, onunla biraz şakalaştım ve o gün içeriye girmeden önce onun üstünden arka arkaya 5-6 isabet bulmuştum. Bilmiyorum, bir şeyler farklı hissettirdi. Maçtan sonra bana gelip sarılan ilk kişi de oydu, çünkü benim maçta hissettiklerimin aynısını o da hissetmişti.
İlk çeyreğin ortalarında Marshall, Araujo'nun yerine oyuna girer. İki dakika sonra, Peterson'ın asistiyle köşeden boş durumda bir üçlük isabeti bulur. Sonraki pozisyonda diğer köşeden Alston'ın pasıyla bir üçlük isabeti kaydeder. Ardından gelen üç pozisyonda Marshall, sol köşeden bomboş vaziyette iki üçlük isabeti daha bulur. İlk periyodu 4'te 4 üçlük isabeti ile 12 sayıda bitirir.
Donyell Marshall: Sixers maçında, sahaya sürdükleri kadroya bakınca pick-n-roll oyununu işleteceğimizi biliyorduk. Maçtan biraz önce konuştuk ve oyuna girdiğimde onun (Alston) içeriye girebilmesi için uzunları pick-and-roll'a sokmaya çalışacağımızı söyledik. Ve sonra, benim üçlük çizgisi dışına çıkmamla birlikte baskı uygulayabilirdik. İlk ya da ikinci kez işe yaradığında birbirimize baktık ve "Böyle devam edelim," dedik. Ve öyle de yaptık.
Chuck Swirsky (Raptors radyo spikeri): Evet! Sana bir şey söyleyeyim mi, Toronto'da bir pazar akşamıydı ve hatırladığım tek şey, Donyell'ın işi bitirmesiydi. Yani, hakikaten işi bitirmişti. Philly onu pek sıkı savunmuyordu ve eğer maç kaydına bakarsanız, kaç tane boş şut kullandığını görürsünüz. Tonla boş şut buldu.
Leo Rautins (Raptors yorumcusu): İnsanların anlamadığı şey, onun ne kadar iyi bir üçlükçü olduğu ve sahip olduğu fiziğiyle yanına yanaşmanın zorluğuydu. Ayrıca hücum ribaundlarında çok iyiydi. Yani bu iki özellik, bir araya getirilemeyecek kadar benzersizdi. Ama o maçta hepsini dize getirmişti, değil mi? Ve savunma berbattı. Yani, gerçekten korkunçtu. Adamın civarında kimse yoktu.
Kyle Korver: Köşeden kaç tane isabet buldu bilmiyorum ama çoğu oralardandı. Gelip perde yapıyor ve dışa açılıyordu. Savunmamızı buna göre ayarlamamız gerekiyordu ama o arada ısındı. Uzun zaman önceydi. Sadece köşeden bir sürü üçlük yolladığını ve "Muhtemelen farklı bir şey yapmalıyız," dediğimizi hatırlıyorum.
76ers kenar yönetimi bir dereceye kadar uyum sağladı, en azından biraz daha agresif şekilde mücadele etti. Marshall ikinci periyodu başka bir köşe üçlüğü ile açtı, bu kez geç de olsa el gösterebilmişlerdi. Nihayet bir tane kaçırdı, ama ardından Rodney Rogers'ın üstünden bir isabet bularak silkelendi. Devre arasına 9'da 6 üçlük isabetiyle girdi.
Donyell Marshall: Sanırım, bilirsiniz, ısınmaya başladığımda herkes "Onu beslemeye devam edelim," der gibiydi. O ekiple ilgili şöyle bir şey var ki, o yıl o kadar iyi olmasak da aslında birbirimize sıkı sıkıya bağlıydık. Ben, Milt Palacio, Loren Woods, hepimiz beraber zaman geçirir ve çok muhabbet ederdik. Birbirimizi zorlardık. Topu başkasına vermemek gibi huylarımız yoktu. Eğer birisi ısındıysa onu devam ettirmeye, ona yardım etmeye çalıştık. Bu iyi bir şeydi. Isındıktan sonra herkes beni beslemeye, bana yardım etmeye çalıştı o gün. Çünkü dönüp maça bakarsanız, eminim bazı arkadaşlar uygun pozisyonda şut bulmalarına rağmen topu ben kullanabileyim diye bana verdiler.
Rafer Alston: Bilirsiniz, kolay olmasına şaşırdık ama aynı zamanda da şaşırmadık çünkü o zamanlar bunu savunması zordu. Yani bugünlerde olsa adam değiştirirler, çünkü artık her takımda dışa açılan dört numaralar var. Fakat o zamanlar öyle oyuncuları savunmak zordu. Onları savunması zordu çünkü power forvetlerin çoğu 3 sayı çizgisine kadar çıkmazdı. Belki çizginin önüne kadar tamam ama, 4 numaranız üçlük çizgisine çıktığı zaman, bu tip oyuncular için çok zor bir işti o zamanlar.
Başka bir deyişle, Marshall ısınmıştı.
Kyle Korver: Evet, böyle bir şey var. İçinde olmak isteyeceğiniz bir yer. Pek çok şeyin bileşimi bu. Tipik olmalısınız, bir fırsat yakalamalısınız; bazı atışlar yapıyorsunuz, özgüven yüksek, takım ilerliyor; bilirsiniz, pek çok şey, pek çok parça bir araya geliyor ve bu kutsal şutörün frekansını yaratıyor. Her zaman içinde olmak istediğin şey bu ve, hep onu bulmaya çalışıyorsun.
Raptors ikinci devreye 11 dakikalık sürede 3 sayılık farkı 23 yaparak başladı ve bu vesileyle koç Mitchell, Marshall'ı normalden daha erken şekilde oyuna soktu. O da hemen bir üçlük soktu, tepeden soktuğu ilk üçlüktü bu.
Donyell Marshall: İlk yarıda 6 üçlük sokmuştum, pek üstünde durmadım, sonra ikinci yarıda da öyle devam etti.
Rafer Alston: Donyell ilk 5 çıkmıyordu, o sebeple kenardan oyuna girdiğinde ondan en iyi biçimde yararlanmak istedik. Özellikle de ben. Oyuna girdiğinde planım, onu olabildiğince çabuk şekilde harekete geçirmekti. Parkede bulunduğu sürece ondan faydalanmak istedik. Hiçbirimizin rekordan falan haberi yoktu, onu beslemeye devam ettik. Kazanmak istiyorduk, o sebeple ne kadar sıcak olduğunu maç sonuna doğru fark ettik ve onlar mı birden gevşedi ya da maç devam ederken nasıl anladık, bilmiyorum. Yanıyordu. Şutları sokmaya başlamasından itibaren onu beslemek istedik.
Marshall dördüncü periyodu başka bir köşe üçlüğüyle açtı, ardından çaprazdan Samuel Dalembert'in üstünden bir tane daha isabet buldu ve bitime 8 dakikadan az süre kala dokuzuncu üçlüğüne ulaştı. Raptors yayını, Kobe Bryant'ın 2003 yılında bir maçta 12 üçlük isabeti bularak kırdığı NBA rekorundan bahsetmeye başlamıştı. Şimdiye dek sadece bir oyuncu 11 isabeti bulmuştu, 10 isabete ulaşan ise 4 oyuncu vardı.
Leo Rautins: Sanırım yedinci isabeti bulduğunda (rekoru fark ettik). Çünkü iyi gidiyorsunuz ve bu kadar isabet bulmasının sebebi, çokça Philly'nin savunmasıyla ilgiliydi. Savunma falan yoktu. Sanırım yedinci ya da sekizinciydi. Ve biz fark etmesek de Philly fark etti.
Milt Palacio: Sanırım yedinciden sonra falan fark ettik. Çünkü biliyorsun, 6 ya da 7 isabet bulan kişiler görürsün. Yedi ya da sekizinciye geldiğinde "Eğer rekoru kırabilecekse, onun için çalışalım," dedik. "Eğer bir rekor varsa, peşinden gitmeliyiz," diye düşünmüştüm.
Chris Webber oyuna döndü ve Raptors tekrar onun ve Iverson'ın pick-n-roll'deki zayıflığından faydalanmaya çalıştı. 74 saniyeden fazla sürede Marshall çizginin içinden bir isabet buldu ve iki üçlük daha soktu, böylece Bryant'ın rekoruna bir üçlük uzaklıktaydı artık.
Donyell Marshall: Jim O'Brien, şut yüzdesi sebebiyle üçlükleri çok savunmama yanlısı biriydi. Şut yüzdeleri öyle söylediği için sürekli olarak iki sayılıklara odaklanıp üçlükleri boşveriyordu. Chris Webber'ın bir ara, pick-and-roll savunmasını değiştiremedikleri için sinirlendiğini ve şöyle dediğini hatırlıyorum: "Böyle devam edip bozabilirsin, çünkü savunma şeklini değiştirmek istemiyorlar." Gülmeye başladım çünkü anlıyordum, özellikle de şutları gönderen adam sensen.
(6 ocak 2020 itibariyle)
Rafer Alston: Şaşırtıcı olan şuydu: Maçın sonlarına doğru kenardaydım ve Milt Palacio oyunu kuruyordu. Ve sanki Milt boyalı alana dalacakmış gibi pick-n-roll'da ona yardıma gidiyorlardı. Bu pek Milt'in olayı değildi. Bilirsin, Milt daha çok bir kolaylaştırıcıydı. Donyell dışarıya açılıyordu ve bomboş kalıyordu. Milt'e bu kadar çok yardım getirdiklerine inanamadım.
Kyle Korver: Sanırım perdelerden sonra adam kovalayamadık, o da perdeyi koyup yukarıya doğru kaçtı. Biliyorsunuz, o yıldan bu yana oyun birçok açıdan değişti. Denenen üçlük sayısı ve de üçlükleri savunma şekli. Koçunuz bu şutları atmanıza izin verme yanlısıysa, bu şutlar zaten mevcuttu. Ama o zamanlar bütün koçlar o şutları kullanmanızı istemezdi. O, üçlük çizgisine çıkan türden bir dört numaraydı, şu anda olsa pivot oynar. Sadece basit oyunlar ve catch-and-shoot üçlükler.
Raptors 21 sayı öndeyken, 2.59 kala alınan bir molada Marshall kenara gelmek üzereydi. Raptors ekibinden biri, Mitchell ve Marshall'a, rekordan bir üçlük uzakta olduğunu söyledi. Marshall oyunda kaldı.
Donyell Marshall: İşin çılgınca olan tarafı şuydu... Rekoru çoktan kırdığımı sanıyordum. Yani son iki ya da üç üçlüğümde, maçın geri kalanındaki gibi şut atmadım, biraz gevşek davrandım diyebilirim çünkü 25 sayı falan öndeydik. Sixers neden oyuna tekrar girdiğimi biliyordu ve maçın geri kalanında topu almama izin vermediler, öyle olunca da rekoru kıramadım.
Philadelphia'nın artan çabalarına rağmen Marshall, bitime 2.52 kala onikinci üçlüğünü, topu yere vuran ama savunmadan destek gelir gelmez onu gören Bonner'ın pasının ardından buldu. Marshall rekoru egale ettikten sonra iki şut daha denedi, ikisini de yoğun savunma karşısında kaçırdı ve sonrasında alkışlarla kenara geldi.
Leo Rautins: O takım biraz düşmüştü aslında, neyse. Koçluk açısından bakarsak, rakipte bir şeyi tekrar tekrar yapan bir oyuncu varken, bir şeyleri değiştirmeniz gerekir, değil mi? Peki sonra rekora doğru giderken o kararı kim verdi? Koçun stratejisi mi değişti, yoksa oyuncular, "Yok abi, bu rekora izin vermeyeceğiz," mi dedi. Hiçbir fikrim yok. Ama rekora yaklaştığında, maçın geri kalanıyla arada belirgin bir fark olduğunu görebilirdiniz. Yayında söyledim hattâ: "Pekala, şimdi mi aklınıza geldi? Maç esnasında birini durdurmak ya da kazanmak önemli değildir, ama biri rekor kırmaya yaklaştığında mı savunma yapmak aklınıza geliyor?" Bu biraz saçmaydı yani.
Chuck Swirsky: Birdenbire maçın sonuna doğru ne olduğunu fark ettiklerinde, "Onu savunsak iyi olur," dediler. Onun için çok mutluydum. O maçı bilhassa hatırlıyorum. Toronto saatiyle akşam 6'da başlamıştı ve çılgıncaydı. 12 üçlük ya!
Marshall, maçı 19'da 12 üçlükle bitirerek kariyer rekoru olan 38 sayıyı gördü ve bir maçta ulaşılan en fazla üçlük rekorunu egale etti. Raptors, maçı 128-110 kazandı. 12 gün sonra Marshall, 76ers ile oynanan rövanş maçında 7 üçlük daha buldu.
Sam Mitchell: Koçlarla yaptığımız toplantıda, "Peki bize karşı farklı mı oynayacaklar?" diye konuştuğumuzu hatırlıyorum. Bazı ayarlamalar yaptık, farklı oyunlar oynadık ve bazen Donyell'i dışarıya çıkarmak yerine içeriye devirecektik. Sonra ben koçlara, "Pekala, ayarlamalarının ne olduğunu görmek için erkenden birkaç pick-and-roll yapalım," dedim. Sahaya çıkıp aynı şekilde oynadılar ve Donyell 7 tane üçlük soktu. Hiç değiştirmediler ya! Koçlar olarak, bir tür ayarlama yapacaklarını biliyorduk. Maç önü ısınmasını, "Ayarlama yapacaklardır, Donyell'in 12 üçlük sokmasına izin veremezler," diye konuşarak harcadık. Evet, 12 değil ama 7 tane üçlük bulmasına izin verdiler.
Başka bir oyuncunun bir maçta 12 üçlük isabeti bulması, neredeyse 11 yıl aldı. Marshall ve Bryant'ın paylaştığı rekor 2016'da Steph Curry (13), ardından 2018'de Klay Thompson (14) tarafından kırıldı. Zach LaVine de 13 isabeti gördü.
Donyell Marshall: O kadar sıcak olmak acayip bir şey. Ve bu çok komik çünkü Steph bunu kırmadan önce insanlar sürekli, "Maçı açman gerek, Steph senin rekorunu kırıyor," dediler. Neredeyse nazarım değecekti, zira birçok kez rekoru kırmaya yaklaştı ve ben maçı açtıktan sonra şutları kaçırmaya başladı. Bununla birlikte çok komikti, çünkü onu destekliyordum; çünkü onu seviyorum, bence çok iyi bir oyuncu. Tekrar baktığımızda, kırdığım rekorla ilgili beni en çok şaşırtan şey, o şutların bana hücum ritme içerisinde gelmesi. Oysa rekora sahip olan ya da oralara yaklaşan kişilere bakarsanız, takımın önemli oyuncuları olduklarını görebilirsiniz; hemen gelip şut kullanabiliyorlar, oyunlar onlar için çiziliyor falan. Bana göre benim yaptığım işin en özel kısmı buydu.
Marshall, sezonu 41,6 gibi bir üçlük yüzdesiyle ve maç başına 5,6 üçlük denemesiyle 11,5 sayı ortalaması tutturarak bitirdi. 2.06 boyundaki bir oyuncu için görülmemiş rakamlardı bunlar -- 2003-04'ten 2006-07 sezonuna dek sadece Rashard Lewis ve Peja Stojakovic, onun boyunda veya daha uzun oyuncuular arasında Marshall'dan daha fazla üç sayılık atış kullandı ve dakika başına bakınca sadece Walter McCarty onu geride bıraktı. Bu sezon şimdiye kadar 12 uzun bu sınırı geçti; bu da Marshall'ın günümüz NBA'inde daha da etkili olacağını gösteriyor.
Rafer Alston: Şimdi oynuyor olsaydı, muhtemelen 180-200 milyon dolar kazanırdı. Ama o zamanlar böyle bir şey yoktu.
Milt Palacio: Of, hiç sorma. Eğer şut atabiliyorsanız, hele de bugün ve bu yaşta, şut atabiliyorsanız sorun yok demektir. Alan paylaşımı ve şimdilerde öğrettikleriyle, şu andaki boşluklar ve tempo ile bu dönemde harika iş çıkarırdı.
Donyell Marshall: Şimdilerde bunu çokça düşünüyorum. Maçlara bakıyorum ve kendimi belirli kişilerde, belirli sistemlerde görüyorum. Ama geriye dönüp bakınca, birinin yolu açması gerektiğini anlıyorsunuz. Komik tabii, çünkü birçok insan, "Sen ligdeki üçlük atabilen ilk 4 numarasın," diyor. Ben ise her zaman bir Derrick Coleman'a veya bu tür şeyleri yapmanın yolunu açan, onun gibi birine bakarım. Hep geriye bakmalısınız. Eminim Magic Johnson ve Michael Jordan muhtemelen şu anki döneme bakıyor ve bu ligde şimdi nasıl oynayacaklarından bahsediyorlar. Siz de bakıp düşünüyorsunuz tabii. Ama ben yapacağımı yaptım ve daima söyleyebilirim ki, üçlük atan power forvetlerin ilk jenerasyonuna mensubum.
Yorumlar
Yorum Gönder